Yılda 2 bin 500 bebek dudak ve damak yarığıyla doğuyor

Sağlık (AA) - Anadolu Ajansı | 26.12.2019 - 11:49, Güncelleme: 25.08.2022 - 16:35
 

Yılda 2 bin 500 bebek dudak ve damak yarığıyla doğuyor

Prof. Dr. Zekeriya Tosun, " İlk ameliyatını yaptığımız bebekler evlenme yaşına geldi."
           Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Tosun, Sağlık Bakanlığının verilerine göre, yıllık ortalama 2 bin 500 dudak ve damak yarıklı bebek doğduğunu belirterek, "Şu an ülkemizde yaşayan dudak ve damak yarıklı hasta sayısı 100 binin üzerinde." dedi.             Aynı zamanda Dudak Damak Yarıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Tosun, bir konferansa katılmak üzere geldiği Antalya'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, dudak ve damak yarığının halk arasında "tavşan dudak" ve "kurt ağzı" olarak bilindiğini ancak "yarık dudak” ve "yarık damak" olarak nitelendirildiğini ifade etti.              Söz konusu hastalığı yaşayan bireylerin erken ve geç dönemlerde birçok problemle karşılaştığına değinen Tosun, bu hastalığın ailelere sosyolojik ve psikolojik yükler getirdiğini aktardı.              Bu anomalinin oluşumunda birçok etkili faktör bulunmasına rağmen, kesin sebebinin tam olarak bilinemediğini vurgulayan Tosun, anne karnındayken ilaç eksikliği ve yüksek radyasyona maruz kalınmasının hastalığı tetiklediğini bildirdi.               Dudak ve damak yarığının anne karnındayken teşhis edilebildiğini anlatan Tosun, şunları kaydetti:            "Dünyadaki oranlar birbirine çok yakın. Türkiye bu hastalığın çok sık görüldüğü bir yer değil. Dünyada daha sık görülen ırklar mevcut. Sağlık Bakanlığının hastalık konusundaki takipleri çok yerinde ancak dudak damak yarıklı hastaların tanı, tedavi ve takipleri için özelleşmiş merkezlerin dünyadaki örneklerinde olduğu gibi ülkemizde de kurulması gerekiyor. Çünkü bu merkezlerde yapılan takipler sayesinde daha iyi bir tedavi ve takip hizmeti verilmesi mümkün."                 Deformitenin çok ileri olduğu çocukların psikolojik olarak etkilenebildiğini belirten Tosun, iyi bir psikiyatrik destek alındığında hastaların ve ailelerinin bu sorunların üstesinden gelmekte zorlanmayacağını ifade etti.   Tedavileri üç aylıkken başlıyor                Bu rahatsızlıkla yaşayan insanların normal bireyler olduğuna değinen Tosun, "Sağlık Bakanlığının verilerine göre, yıllık ortalama 2 bin 500 dudak ve damak yarıklı bebek doğuyor. Şu an yaşayan dudak ve damak yarıklı hasta sayısı ise 100 binin üzerinde." dedi.               Tosun, hastaların tedavilerinin ortalama 3 aylıkken yapılan dudak yarığı ameliyatıyla başladığını belirterek, şu bilgileri verdi:               "On sekizinci aydan önce de damaktaki yarık ameliyatı yapılıyor. Dolayısıyla hasta 1,5 yaşına geldiğinde ana ameliyatları tamamlanmış oluyor. Ama sonraki süreçlerde ihtiyaç duyulursa, küçük müdahaleler yapılabiliyor. İlk ameliyatını yaptığımız bebekler evlenme yaşına geldi. Onların düğünlerine gidip nikah şahitliği yapıyoruz. Beraber büyüdük diyebiliriz. Normal bireyler olarak hayatlarına devam ettikleri için gururluyuz."            Selçuk Üniversitesi olarak hastaları ülkedeki birçok merkez gibi takip ettiklerini anlatan Tosun, "Bu süreçte ortodonti ve plastik cerrahi iş birliği çok önemli. Düzenli olarak bu hastalarımızın tedavilerini tartışıyoruz. Ortodonti ve plastik cerrahiyle 'Hastalarımıza nasıl verimli ve faydalı olabiliriz' diye gayret ediyoruz." dedi.
Prof. Dr. Zekeriya Tosun, " İlk ameliyatını yaptığımız bebekler evlenme yaşına geldi."
 

         Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Tosun, Sağlık Bakanlığının verilerine göre, yıllık ortalama 2 bin 500 dudak ve damak yarıklı bebek doğduğunu belirterek, "Şu an ülkemizde yaşayan dudak ve damak yarıklı hasta sayısı 100 binin üzerinde." dedi.

 

          Aynı zamanda Dudak Damak Yarıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Tosun, bir konferansa katılmak üzere geldiği Antalya'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, dudak ve damak yarığının halk arasında "tavşan dudak" ve "kurt ağzı" olarak bilindiğini ancak "yarık dudak” ve "yarık damak" olarak nitelendirildiğini ifade etti. 

 

          Söz konusu hastalığı yaşayan bireylerin erken ve geç dönemlerde birçok problemle karşılaştığına değinen Tosun, bu hastalığın ailelere sosyolojik ve psikolojik yükler getirdiğini aktardı.

 

           Bu anomalinin oluşumunda birçok etkili faktör bulunmasına rağmen, kesin sebebinin tam olarak bilinemediğini vurgulayan Tosun, anne karnındayken ilaç eksikliği ve yüksek radyasyona maruz kalınmasının hastalığı tetiklediğini bildirdi.

 

            Dudak ve damak yarığının anne karnındayken teşhis edilebildiğini anlatan Tosun, şunları kaydetti:

           "Dünyadaki oranlar birbirine çok yakın. Türkiye bu hastalığın çok sık görüldüğü bir yer değil. Dünyada daha sık görülen ırklar mevcut. Sağlık Bakanlığının hastalık konusundaki takipleri çok yerinde ancak dudak damak yarıklı hastaların tanı, tedavi ve takipleri için özelleşmiş merkezlerin dünyadaki örneklerinde olduğu gibi ülkemizde de kurulması gerekiyor. Çünkü bu merkezlerde yapılan takipler sayesinde daha iyi bir tedavi ve takip hizmeti verilmesi mümkün." 

 

             Deformitenin çok ileri olduğu çocukların psikolojik olarak etkilenebildiğini belirten Tosun, iyi bir psikiyatrik destek alındığında hastaların ve ailelerinin bu sorunların üstesinden gelmekte zorlanmayacağını ifade etti.

 

Tedavileri üç aylıkken başlıyor

 

             Bu rahatsızlıkla yaşayan insanların normal bireyler olduğuna değinen Tosun, "Sağlık Bakanlığının verilerine göre, yıllık ortalama 2 bin 500 dudak ve damak yarıklı bebek doğuyor. Şu an yaşayan dudak ve damak yarıklı hasta sayısı ise 100 binin üzerinde." dedi.

 

            Tosun, hastaların tedavilerinin ortalama 3 aylıkken yapılan dudak yarığı ameliyatıyla başladığını belirterek, şu bilgileri verdi:

 

            "On sekizinci aydan önce de damaktaki yarık ameliyatı yapılıyor. Dolayısıyla hasta 1,5 yaşına geldiğinde ana ameliyatları tamamlanmış oluyor. Ama sonraki süreçlerde ihtiyaç duyulursa, küçük müdahaleler yapılabiliyor. İlk ameliyatını yaptığımız bebekler evlenme yaşına geldi. Onların düğünlerine gidip nikah şahitliği yapıyoruz. Beraber büyüdük diyebiliriz. Normal bireyler olarak hayatlarına devam ettikleri için gururluyuz."

 

         Selçuk Üniversitesi olarak hastaları ülkedeki birçok merkez gibi takip ettiklerini anlatan Tosun, "Bu süreçte ortodonti ve plastik cerrahi iş birliği çok önemli. Düzenli olarak bu hastalarımızın tedavilerini tartışıyoruz. Ortodonti ve plastik cerrahiyle 'Hastalarımıza nasıl verimli ve faydalı olabiliriz' diye gayret ediyoruz." dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bakayrinti.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.