SÜT, BURDUR EKONOMİSİNİN LOKOMOTİFİ Mİ?

Gündem 19.05.2014 - 12:20, Güncelleme: 25.08.2022 - 16:34
 

SÜT, BURDUR EKONOMİSİNİN LOKOMOTİFİ Mİ?

Göller Bölgesinin en karakteristik tomografik özelliğini Burdur İli gösterir. Değişik rakımlı dağ ve tepe yapısında ova ve vadi karakteristiğinde düzlükler ve göller bulunmaktadır. Burdur ilinin toplam arazi varlığı 713.500 hektar olup bunun ancak % 29.41’i tarıma elverişlidir. Kullanılabilir arazide büyük bir bölümü sütçülüğe dayalı inek ve buzağıların yem ihtiyacını karşılamak için, başta yonca, mısır gibi yem bitkileri olmak üzere, arpa ve buğday üretilmekte olup; 2013 tahmini verilerinde bu rakam yıllık 487.867.00 ton gözükmekte, bu da halkın süt üretimine verdiği önemi göstermekte. Süt verimliliğine bağlı yüksek verimli ırkların yetiştirilmesinde bölgeye giren verimli ırkların 1984 yılından itibaren Burdur’a girmeye başladığı gözükmekte ve yetiştiricilerin maliyetten kaçmak, masrafları aşağı çekebilmek için bugün önemi daha iyi anlaşılan mısır silajını yaygın olarak kullanılmaması, halkın süte dayalı ekonomi gelir elde etmelerine vesile olmuştur. 2014 yılına bakıldığında ise silaj sadece mısır değil, arpa, buğday ve yulaf, yeşil otlardan sulak arazi olan bölgelerde pancar yaprağından yapıldığı gözükmekte, burda arazinin dağlık mera ve çayırın yeterli miktarda olmayışından yetiştiricilerin buna kaydığı gözükmektedir.
Burdur da kayıt altına girmiş 247.152 toplam sığır ve bunlara bağlı işletmeler bulunmakta. Genelde küçük aile işletmeleri şeklinde olan Burdur süt sığırcılığı işletme yapısı, bir iki inek, düve buzağıya sahip işletmelerdir. En az beş baş inekle süt deposu olan Burdur’da sadece Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği’ne 145.502 baş kayıtlı sığır bulunmaktadır. Tarımsal desteklemeler ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin düzenli suni tohumlama uygulaması, kayıt tutması, eğitim çalışması bir nebzede sütçülüğü teşvik etmiş, yıllar itibariyle Birlik üyesi işletmelerde inek ortalaması artmıştır. Küçük işletmeler orta büyüklükteki işletmelere doğru dönüşmüştür. 2008 yılında Birlik üyeleri ortalama inek sayısı 8,62 baş iken bugün bu rakam 12 baş’tır. Burdur ilinde bulunan süte yönelik inek ırkları ise %  92 si Holstein % 5 ise Simental olup süte dayalı yüksek süt ineklerine halk yönlendirilmiştir. Bu da ülke genelinde bulunan yüksek ırklı hayvancılık örgütüne bağlı hayvan sayısının 3,67 Burdur da bulunması bu süte dayalı hayvancılığın önemini göstermektedir. Sadece bir örnek olarak 2013 yılında burdur damızlık sığır yetiştiriciler birliği 72.000 buzağıya küpe takılması ve 143.500 suni tohumlama işlemleri yapmıştır. İl genelinde yıllık süt üretimi 312.921.061 litre olup ekonominin lokomotifi haline gelmiş, bu yüksek ırkın yetişmesinde odaların büyük katkısı gözükmekte,  sadece damızlık düvelerin ülke içine satılması ve yaygınlaşmasına ekonomik olarak büyük katkı sağlamaktadır. Kayıtlı ve küpeli hayvanlara devletin verdiği teşvik; anaç sığırlara, süte ve suni tohumlamadan doğan buzağıya verdiği teşvikler ise üreticilere katkı sağlamaktadır. Odaların üniversite ile iş birliği yapıp daha çok gelişme sağladıkları ve yavaşta olsa ferdi işletme değil bilinçli üretici, kaliteli süt üretimine dönük toplu sağım merkezlerin oluştuğu gözükmektedir.  İlde süt ürünlerini işleme kapasitesi yüksek firmalarının olmayışı, sütün metropollere taşınmasına vesile olmakta, taşımacılıkta da ekonomiye büyük kargı sağlamakta. Sonuç olarak; Bu denli süte dayalı hayvancılığın yoğun olduğu ilde üreticilerin sorunlar yaşamakta olduğu gözükmektedir. En bariz örnek ise; üreticilerin birden fazla odalara muhatap olup sorunlarına çözüm aramalarıdır. Köy Koop. Ziraat odaları, Ticaret Borsası, Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği vs. ve bunlara bağlı her köy ve kasabalarda bulunan birliklerin, bir üreticinin işletme kurup süt üretmeye başlaması, bütün odalardan geçmesine bağlı gözükmekte. Buna bağlı olarak Burdur il genelinde yüksek verimli ırka yönlendirilmesi başlı basına bir başarıdır. Burdur ekonomik olarak süt ve dünyaca ünlü Burdur beji olarak bilinen mermere bağlı olup, ancak halkın %60’ının hayvancılıkla uğraşması, süte yönelik olması, ekonomisinin de buna yönlenmesine vesile olmaktadır. Halkın büyük çoğunluğu süt üreticiliğini evinin ihtiyaç ve giderlerini karşılamak için yaptığı, genel dam denen üç beş hayvanlık olup, bilimsellikten uzak gözükmekte. 2007 yılından sonra bazı kasaba ve köylerde toplu sağım merkezinin kurulması süt yetiştirmek ancak kadın işi algısını kırmış, erkeklerde sağım makinalarında çalıştıkları gözükmekte. Çok olmasa da ferdi üretimden toplu üretime geçme, köy ve kasabalarda çiftliklerin kurulduğu görülmektedir. Örnek olarak, bir üretici yaptığı alış verişte aldığı mamulün parasını süt parasında vereceğim demesi, bu algının geçerli olması ekonomik olarak süt üretimdeki ekonomiye yön vermesine bağlı olduğu gözükmektedir. Üreticilerin en büyük sıkıntılarından biri de üretimden düşen ineklerin kesim sorunudur. Ortalama 7 ile 8 bin lira olan süt ineğinin kesim halinde 1500 ile 2500 fiyatla kestirmeleri bu da ekonomik olarak üreticiyi zor durumda bırakmaktadır. İl genelinde büyük et işleme tesislerinin olmayışı, devletin ithalat yapması,  süt ineklerinin ekonomiye geri dönüşümünü zorlaştırmakta ve bunlara birde yüksek üretim ırkı olarak yetiştirilen damızlık düvelerin yerine devlet olarak dışardan ithal düve ve süt ineğinin gelmesi il bazında üreticilerin zaman zaman ekonomik kazançtan fazla kayba uğradığı gözükmektedir. Bir örnek olarak kurban bayramlarında inek ve düvelerin kurban olsun diye pazara çıkarmalarından kesime verildiği zaman ucuza gideceğini kesim halinde teşvik olmayışı ithal düvelerin ülkeye girişi bu arayışlara yönlenmektedir. Diğer birçok önemli bir risk ise kesim fiyatlarının yükselmesi, ancak damızlık ve süt fiyatının aynı oranda artış göstermemesi sonucunda damızlıkların kesime gitmesi tehlikesidir. Bu durum ülke hayvancılığı için büyük bir risktir, bu riske maruz kalmamak için kesim fiyatları, süt fiyatları ve yem fiyatları dengesi Bakanlıkça korunmalıdır. Beklentiler, yetiştiricilerin her ne kadar teşvik alsalar da yüksek verimli ırkların ülke genelinde ve Burdur ekonomisinin lokomotifi olan süt üretiminde daha çok ekonomiye katkı sağlayabilmeleri için, genel anlamda maliyetlerin düşmesi, yem fiyatlarının düşmesi, damızlık girişlerinin kontrol altına alınması, iç piyasayı etkilememek için verimi düşen ineklerin etinin değerlendirilebilmesi için çözüm bulunması,  Burdur ilinin genel nüfus toplamının 257 bin kabul edildiğinde nüfusun %32,6’sının süt üzerine yatırım yapması, memur kapasitesinin 11.270 olan, 18.600 sigortalı işçisi bulunan, 27.992 süt üzerine işletmesi olan bir ilin ekonomisinin lokomotifi gözükmektedir.  
Göller Bölgesinin en karakteristik tomografik özelliğini Burdur İli gösterir. Değişik rakımlı dağ ve tepe yapısında ova ve vadi karakteristiğinde düzlükler ve göller bulunmaktadır. Burdur ilinin toplam arazi varlığı 713.500 hektar olup bunun ancak % 29.41’i tarıma elverişlidir. Kullanılabilir arazide büyük bir bölümü sütçülüğe dayalı inek ve buzağıların yem ihtiyacını karşılamak için, başta yonca, mısır gibi yem bitkileri olmak üzere, arpa ve buğday üretilmekte olup; 2013 tahmini verilerinde bu rakam yıllık 487.867.00 ton gözükmekte, bu da halkın süt üretimine verdiği önemi göstermekte. Süt verimliliğine bağlı yüksek verimli ırkların yetiştirilmesinde bölgeye giren verimli ırkların 1984 yılından itibaren Burdur’a girmeye başladığı gözükmekte ve yetiştiricilerin maliyetten kaçmak, masrafları aşağı çekebilmek için bugün önemi daha iyi anlaşılan mısır silajını yaygın olarak kullanılmaması, halkın süte dayalı ekonomi gelir elde etmelerine vesile olmuştur. 2014 yılına bakıldığında ise silaj sadece mısır değil, arpa, buğday ve yulaf, yeşil otlardan sulak arazi olan bölgelerde pancar yaprağından yapıldığı gözükmekte, burda arazinin dağlık mera ve çayırın yeterli miktarda olmayışından yetiştiricilerin buna kaydığı gözükmektedir.

Burdur da kayıt altına girmiş 247.152 toplam sığır ve bunlara bağlı işletmeler bulunmakta. Genelde küçük aile işletmeleri şeklinde olan Burdur süt sığırcılığı işletme yapısı, bir iki inek, düve buzağıya sahip işletmelerdir. En az beş baş inekle süt deposu olan Burdur’da sadece Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği’ne 145.502 baş kayıtlı sığır bulunmaktadır. Tarımsal desteklemeler ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin düzenli suni tohumlama uygulaması, kayıt tutması, eğitim çalışması bir nebzede sütçülüğü teşvik etmiş, yıllar itibariyle Birlik üyesi işletmelerde inek ortalaması artmıştır. Küçük işletmeler orta büyüklükteki işletmelere doğru dönüşmüştür. 2008 yılında Birlik üyeleri ortalama inek sayısı 8,62 baş iken bugün bu rakam 12 baş’tır.

Burdur ilinde bulunan süte yönelik inek ırkları ise %  92 si Holstein % 5 ise Simental olup süte dayalı yüksek süt ineklerine halk yönlendirilmiştir. Bu da ülke genelinde bulunan yüksek ırklı hayvancılık örgütüne bağlı hayvan sayısının 3,67 Burdur da bulunması bu süte dayalı hayvancılığın önemini göstermektedir.

Sadece bir örnek olarak 2013 yılında burdur damızlık sığır yetiştiriciler birliği

72.000 buzağıya küpe takılması ve

143.500 suni tohumlama işlemleri yapmıştır.

İl genelinde yıllık süt üretimi 312.921.061 litre olup ekonominin lokomotifi haline gelmiş, bu yüksek ırkın yetişmesinde odaların büyük katkısı gözükmekte,  sadece damızlık düvelerin ülke içine satılması ve yaygınlaşmasına ekonomik olarak büyük katkı sağlamaktadır. Kayıtlı ve küpeli hayvanlara devletin verdiği teşvik; anaç sığırlara, süte ve suni tohumlamadan doğan buzağıya verdiği teşvikler ise üreticilere katkı sağlamaktadır. Odaların üniversite ile iş birliği yapıp daha çok gelişme sağladıkları ve yavaşta olsa ferdi işletme değil bilinçli üretici, kaliteli süt üretimine dönük toplu sağım merkezlerin oluştuğu gözükmektedir. 

İlde süt ürünlerini işleme kapasitesi yüksek firmalarının olmayışı, sütün metropollere taşınmasına vesile olmakta, taşımacılıkta da ekonomiye büyük kargı sağlamakta.

Sonuç olarak; Bu denli süte dayalı hayvancılığın yoğun olduğu ilde üreticilerin sorunlar yaşamakta olduğu gözükmektedir. En bariz örnek ise; üreticilerin birden fazla odalara muhatap olup sorunlarına çözüm aramalarıdır. Köy Koop. Ziraat odaları, Ticaret Borsası, Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği vs. ve bunlara bağlı her köy ve kasabalarda bulunan birliklerin, bir üreticinin işletme kurup süt üretmeye başlaması, bütün odalardan geçmesine bağlı gözükmekte. Buna bağlı olarak Burdur il genelinde yüksek verimli ırka yönlendirilmesi başlı basına bir başarıdır. Burdur ekonomik olarak süt ve dünyaca ünlü Burdur beji olarak bilinen mermere bağlı olup, ancak halkın %60’ının hayvancılıkla uğraşması, süte yönelik olması, ekonomisinin de buna yönlenmesine vesile olmaktadır. Halkın büyük çoğunluğu süt üreticiliğini evinin ihtiyaç ve giderlerini karşılamak için yaptığı, genel dam denen üç beş hayvanlık olup, bilimsellikten uzak gözükmekte. 2007 yılından sonra bazı kasaba ve köylerde toplu sağım merkezinin kurulması süt yetiştirmek ancak kadın işi algısını kırmış, erkeklerde sağım makinalarında çalıştıkları gözükmekte. Çok olmasa da ferdi üretimden toplu üretime geçme, köy ve kasabalarda çiftliklerin kurulduğu görülmektedir. Örnek olarak, bir üretici yaptığı alış verişte aldığı mamulün parasını süt parasında vereceğim demesi, bu algının geçerli olması ekonomik olarak süt üretimdeki ekonomiye yön vermesine bağlı olduğu gözükmektedir.

Üreticilerin en büyük sıkıntılarından biri de üretimden düşen ineklerin kesim sorunudur. Ortalama 7 ile 8 bin lira olan süt ineğinin kesim halinde 1500 ile 2500 fiyatla kestirmeleri bu da ekonomik olarak üreticiyi zor durumda bırakmaktadır. İl genelinde büyük et işleme tesislerinin olmayışı, devletin ithalat yapması,  süt ineklerinin ekonomiye geri dönüşümünü zorlaştırmakta ve bunlara birde yüksek üretim ırkı olarak yetiştirilen damızlık düvelerin yerine devlet olarak dışardan ithal düve ve süt ineğinin gelmesi il bazında üreticilerin zaman zaman ekonomik kazançtan fazla kayba uğradığı gözükmektedir. Bir örnek olarak kurban bayramlarında inek ve düvelerin kurban olsun diye pazara çıkarmalarından kesime verildiği zaman ucuza gideceğini kesim halinde teşvik olmayışı ithal düvelerin ülkeye girişi bu arayışlara yönlenmektedir.

Diğer birçok önemli bir risk ise kesim fiyatlarının yükselmesi, ancak damızlık ve süt fiyatının aynı oranda artış göstermemesi sonucunda damızlıkların kesime gitmesi tehlikesidir. Bu durum ülke hayvancılığı için büyük bir risktir, bu riske maruz kalmamak için kesim fiyatları, süt fiyatları ve yem fiyatları dengesi Bakanlıkça korunmalıdır.

Beklentiler, yetiştiricilerin her ne kadar teşvik alsalar da yüksek verimli ırkların ülke genelinde ve Burdur ekonomisinin lokomotifi olan süt üretiminde daha çok ekonomiye katkı sağlayabilmeleri için, genel anlamda maliyetlerin düşmesi, yem fiyatlarının düşmesi, damızlık girişlerinin kontrol altına alınması, iç piyasayı etkilememek için verimi düşen ineklerin etinin değerlendirilebilmesi için çözüm bulunması,

 Burdur ilinin genel nüfus toplamının 257 bin kabul edildiğinde nüfusun %32,6’sının süt üzerine yatırım yapması, memur kapasitesinin 11.270 olan, 18.600 sigortalı işçisi bulunan, 27.992 süt üzerine işletmesi olan bir ilin ekonomisinin lokomotifi gözükmektedir.  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bakayrinti.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.