Burdur jeopolitik konumunu kullanıyor mu?

Gündem 26.07.2018 - 10:29, Güncelleme: 25.08.2022 - 16:35
 

Burdur jeopolitik konumunu kullanıyor mu?

Burdur sahip olduğu coğrafi konumu ve jeopolitik önemini değerlendirebiliyor mu?
Batı Akdeniz Bölgesinin Ege Bölgesine açılan kapısı, Antalya’nın giriş kapısı olan Burdur şehri sahip olduğu coğrafi avantajı ve jeopolitik önemini değerlendirdiğinde ekonomik gelişimi ve insan popülasyonu kendiliğinden artacaktır. Nasıl ki Türkiye Avrupa ile Asya kıtaları arasında bir köprü ise Burdur da Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgelerine bir köprüdür. Burdur; coğrafyası harita üzerinde yassı ve yaygın konumda yani çevresindeki kentlerle girift olmuş, komşu ilçelerin komşu illerle ticaret yaptığı ekonomik bir köprü görevinde. Müteşebbislerin de ekonomik köprü konumunda olan Burdur’a yatırım yapması ticari bir risk olarak değerlendiriliyor. BURDUR ÇEVRE KENTLERİN EKONOMİK EZİLMİŞLİĞİNDE  Burdur’un komşu kentleri ekonomik gelişimini tamamlayıp büyüme formuna geçtiği halde arada kalan Burdur kenti küçülme modülünde. Denizli, Antalya, Isparta, Afyonkarahisar ve hatta Muğla gibi komşu şehirlerin sanayi ve kültürel devrimini yapıp büyüme modülüne geçtiği halde Burdur ekonomisi birkaç kalem (mermer, yöresel özellikler, tabiat güzellikleri) dışında aktif olarak gözükmüyor. İLÇELERDE DURUM: ULUSAL ÖLÇEKLİ YERLİ MARKA YOK Türkiye’nin Hollanda’sı olarak adlandırılan Burdur’da büyükbaş hayvancılık etkili. Günlük üretilen süt rezervi ve hatta karkas et üretimi ortalamanın üzerinde olsa da kendine ait bir süt, süt ürünleri veya et markasının olmaması Burdur’un bir handikabı. “Yem yedir, süt al, sütü sat” mantığına dayatılmış hayvancılıkta yem fabrikalarından başka kâr eden unsur gözükmüyor. Bununla birlikte coğrafi yapısı da büyükbaş hayvancılığa pek uygun olmayan Burdur holstein (alaca) marka ırkın üretilmesinde söz sahibi olmuş gözüküyor. Köylülerin, çiftçilerin ve yetiştiricilerin ekip biçtiği arazileri ve mahsullerinden daha ziyade ahırlarındaki inekleri sermayesi gözüküyor. (Bu sermaye de burusella, şap gibi yaygın hastalıklarla kuruma tehlikesiyle karşı karşıya) KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞIN ÖNEMİ Teke Yöresinin başkenti Burdur’da çözüm olarak büyük ölçüde küçükbaş hayvancılığa geçiş yapılabilir, ahırlardaki büyükbaş hayvanlar para dönüştürülüp (o para kaliteli mahsul elde etmekte kullanılıp) tarım ve küçükbaş hayvancılığa geçilebilir. Tarım arazileri, meralar oluşturulup; terk edilen orman vasıflı alanlarda da tarım yapılıp, ekilen- dikilen arazilerin çoğaltılması ve  köyden kente göçün önlenerek, çobanlık mesleğinin geliştirilmesi, köylerde küçükbaş hayvancılığa dayalı ekonomilerin oluşturulması sağlanabilir.  Ya da büyükbaş hayvancılık konusunda geliştirilmesi isteniyorsa büyük baş hayvancılığın hem zaman hem girdileri asgariye indirilmesi için eğitimler ve seminerler düzenlenerek yeme dayalı bir tüketim değil daha çok tarıma dayalı bir tüketim oluşturulmalı ki hem girdilerin düşük olması yem fabrikalarının değil küçük işletmelerin kazanması tercih edilebilir. Çiftçilerin kazanması da yem fabrikalarının daha disipliner fiyat politikaları oluşturmasına neden olur. KENT MERKEZİNDE DURUM: ŞEHRİN COĞRAFİ BÜYÜMESİ FETHİYE İSTİKAMETİNDE Burdur kent merkezinde Isparta istikametinde Müze’nin açılacak olması şehrin doğu yönüne biraz hareketlilik kazandırsa da bu alana OSB açılması, açılacak OSB’lere fabrikaların kurulması ise doğu bölgesine konut ve ev yapımını engelliyor. Burdur’un kuzey yönünde yer alan MAKÜ havzası ise içme suyu kaynağı olduğu için hem imara kapalı hem de kuzey istikametinin 20 kilometrelik pergel çapında engebelik- dağlık alanların olması kuzey bölgesine de konut yapımını engelliyor. Güneyde yer alan Burdur Gölü ve gölün üst havzasında tarım arazileri yavaş yavaş şantiyelere dönüştürülüp yerleşim yeri dönüşümünde. Burdur’un batı yönü ise Yassıgüme ve hatta Hacılar’a kadar düz bir arazi olması, kent merkezinin Karamanlı ilçesi sınırına kadar dayandırılması coğrafi açılım açısından çözüm noktası. Kent merkezindeki yeni devlet hastanesinin de batı istikametinde yapılması bu açılımın bir göstergesi. SONUÇ Burdur harita üzerinde havzaya kurulmuş bir şehir olarak gözükse de etrafının engebelik olması, dağ sıralarının coğrafi açılıma zemin oluşturmaması, bunların dışında Burdur Gölü ve diğer tabiat güzelliklerinin Ramsar gibi uluslararası sözleşmelerle korunması coğrafi büyümeye engel teşkil ediyor. Bu engellerle Burdur sahip olduğu jeopolitik konumunu ve jeopolitik önemini tam olarak değerlendiremiyor.  
Burdur sahip olduğu coğrafi konumu ve jeopolitik önemini değerlendirebiliyor mu?

Batı Akdeniz Bölgesinin Ege Bölgesine açılan kapısı, Antalya’nın giriş kapısı olan Burdur şehri sahip olduğu coğrafi avantajı ve jeopolitik önemini değerlendirdiğinde ekonomik gelişimi ve insan popülasyonu kendiliğinden artacaktır.

Nasıl ki Türkiye Avrupa ile Asya kıtaları arasında bir köprü ise Burdur da Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgelerine bir köprüdür. Burdur; coğrafyası harita üzerinde yassı ve yaygın konumda yani çevresindeki kentlerle girift olmuş, komşu ilçelerin komşu illerle ticaret yaptığı ekonomik bir köprü görevinde. Müteşebbislerin de ekonomik köprü konumunda olan Burdur’a yatırım yapması ticari bir risk olarak değerlendiriliyor.

BURDUR ÇEVRE KENTLERİN EKONOMİK EZİLMİŞLİĞİNDE 

Burdur’un komşu kentleri ekonomik gelişimini tamamlayıp büyüme formuna geçtiği halde arada kalan Burdur kenti küçülme modülünde. Denizli, Antalya, Isparta, Afyonkarahisar ve hatta Muğla gibi komşu şehirlerin sanayi ve kültürel devrimini yapıp büyüme modülüne geçtiği halde Burdur ekonomisi birkaç kalem (mermer, yöresel özellikler, tabiat güzellikleri) dışında aktif olarak gözükmüyor.

İLÇELERDE DURUM: ULUSAL ÖLÇEKLİ YERLİ MARKA YOK

Türkiye’nin Hollanda’sı olarak adlandırılan Burdur’da büyükbaş hayvancılık etkili. Günlük üretilen süt rezervi ve hatta karkas et üretimi ortalamanın üzerinde olsa da kendine ait bir süt, süt ürünleri veya et markasının olmaması Burdur’un bir handikabı. “Yem yedir, süt al, sütü sat” mantığına dayatılmış hayvancılıkta yem fabrikalarından başka kâr eden unsur gözükmüyor. Bununla birlikte coğrafi yapısı da büyükbaş hayvancılığa pek uygun olmayan Burdur holstein (alaca) marka ırkın üretilmesinde söz sahibi olmuş gözüküyor. Köylülerin, çiftçilerin ve yetiştiricilerin ekip biçtiği arazileri ve mahsullerinden daha ziyade ahırlarındaki inekleri sermayesi gözüküyor. (Bu sermaye de burusella, şap gibi yaygın hastalıklarla kuruma tehlikesiyle karşı karşıya)

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞIN ÖNEMİ

Teke Yöresinin başkenti Burdur’da çözüm olarak büyük ölçüde küçükbaş hayvancılığa geçiş yapılabilir, ahırlardaki büyükbaş hayvanlar para dönüştürülüp (o para kaliteli mahsul elde etmekte kullanılıp) tarım ve küçükbaş hayvancılığa geçilebilir. Tarım arazileri, meralar oluşturulup; terk edilen orman vasıflı alanlarda da tarım yapılıp, ekilen- dikilen arazilerin çoğaltılması ve  köyden kente göçün önlenerek, çobanlık mesleğinin geliştirilmesi, köylerde küçükbaş hayvancılığa dayalı ekonomilerin oluşturulması sağlanabilir.  Ya da büyükbaş hayvancılık konusunda geliştirilmesi isteniyorsa büyük baş hayvancılığın hem zaman hem girdileri asgariye indirilmesi için eğitimler ve seminerler düzenlenerek yeme dayalı bir tüketim değil daha çok tarıma dayalı bir tüketim oluşturulmalı ki hem girdilerin düşük olması yem fabrikalarının değil küçük işletmelerin kazanması tercih edilebilir. Çiftçilerin kazanması da yem fabrikalarının daha disipliner fiyat politikaları oluşturmasına neden olur.

KENT MERKEZİNDE DURUM: ŞEHRİN COĞRAFİ BÜYÜMESİ FETHİYE İSTİKAMETİNDE

Burdur kent merkezinde Isparta istikametinde Müze’nin açılacak olması şehrin doğu yönüne biraz hareketlilik kazandırsa da bu alana OSB açılması, açılacak OSB’lere fabrikaların kurulması ise doğu bölgesine konut ve ev yapımını engelliyor. Burdur’un kuzey yönünde yer alan MAKÜ havzası ise içme suyu kaynağı olduğu için hem imara kapalı hem de kuzey istikametinin 20 kilometrelik pergel çapında engebelik- dağlık alanların olması kuzey bölgesine de konut yapımını engelliyor. Güneyde yer alan Burdur Gölü ve gölün üst havzasında tarım arazileri yavaş yavaş şantiyelere dönüştürülüp yerleşim yeri dönüşümünde. Burdur’un batı yönü ise Yassıgüme ve hatta Hacılar’a kadar düz bir arazi olması, kent merkezinin Karamanlı ilçesi sınırına kadar dayandırılması coğrafi açılım açısından çözüm noktası. Kent merkezindeki yeni devlet hastanesinin de batı istikametinde yapılması bu açılımın bir göstergesi.

SONUÇ

Burdur harita üzerinde havzaya kurulmuş bir şehir olarak gözükse de etrafının engebelik olması, dağ sıralarının coğrafi açılıma zemin oluşturmaması, bunların dışında Burdur Gölü ve diğer tabiat güzelliklerinin Ramsar gibi uluslararası sözleşmelerle korunması coğrafi büyümeye engel teşkil ediyor. Bu engellerle Burdur sahip olduğu jeopolitik konumunu ve jeopolitik önemini tam olarak değerlendiremiyor.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bakayrinti.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.