BÖBREK VE MİDE DOSTU BARUTLUSU

Gündem 29.08.2014 - 17:40, Güncelleme: 25.08.2022 - 16:34
 

BÖBREK VE MİDE DOSTU BARUTLUSU

Osmanlı Vilayet Salnamelerine göre 1500lü yıllardan beri yerleşim yeri olarak kullanılan Tefenni doğal barutlusu ile yüzyıllardır şifa kaynağı durumunda. Doğal kaynak suları, krom rezervleri, tarihi konak ve evleri, asırlık çınar ağaçları ve böbrek hastalıklarına şifa verdiğine inanılan Barutlu Su’yla Burdur/Tefenni cazibe merkezi oluyor. Osmanlı Salnamelerinde 1500lü yıllarda yerleşim yeri olarak bahsedilen Tefenni’de aynı zamanda Ziraat Bankasının 59. Şubesi kuruldu. Yerleşim yeri, sancak gibi tarihsel özellikleri bulunan Tefeni ilçesi 1867’de belediye teşkilatının kurulmasıyla en eski belediyeler arasında olma özelliğine de sahip. Belediye Başkanı Ümit Alagöz Tefenni’yi layık olduğu yere ulaştırmaya çalışıyor. Sorumluluk almaktan ve çalışmaktan çekinmeyen Belediye Başkanı Alagöz yoğun temposuyla bitirdiği bir gününün ardından gece yastığa kafasını koyduğunda vicdanının ve gönlünün rahat uyuduğunu söylüyor. Başkan Alagöz ile Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunun dördüncü ayında görüşerek, açıklama aldık. Belediye Başkanı Ümit Alagöz, Tefenni’ye yeni bir vizyon kazandırmış durumda. İller Bankasından gelen kıt- kanat ödeneklerinin yanı sıra durma noktasına gelen vatandaşlardan tahsilatları (su, çöp vergisi gibi) da canlandıran Alagöz, tahsilatlardan gelen parayı yatırıma dönüştürerek vatandaşlarına hizmet ediyor.  “Siz belediye olarak bir şey yapmazsanız vatandaş zaten bir şey yapmıyor.” diyen Başkan Alagöz, yıllardan beridir Tefenni’den geçen karayollarının kenarlarına ticari alan ruhsatı verilmemesinin olumsuzluğundan bahsederek, Belediye encümeni olarak bu sorunu çözüp, karayollarının etrafının ticari alan olması için çalıştıklarını da ekliyor.  Başkan Alagöz, yaptığı araştırmaların neticesinde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2014 yılı çalışma programı içerisinde Burdur –Tefenni- Fethiye güzergahında duble yol çalışmasının olmadığına da dikkat çekiyor. Başkan Alagöz, bugüne kadar Barutlusu ile ilgili hala bir resmi raporun olmamasına vurgu yapıyor ve böbrek taşı hastalığı, sindirim sistemi hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde etkili olan barutlusuyun üniversite onaylı resmi bir raporunun belediye arşivlerinde bulunmadığını belirtiyor. Başkan Ümit Alagöz ile Tefenni’de söyleşi yaparak, çalışma programlarını, hedeflerini ve bugünkü Tefenni’yi öğrendik. Kendisi, bize Tefenni ilçesini, tarihsel sürecinden günümüze kadar gelen özellikleriyle tanıttı.   AYRINTI: Belediye Başkanı Sayın Ümit Alagöz, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? ÜMİT ALAGÖZ: 5 Eylül 1977 yılında Avusturya’nın Salzburg şehrinde, işçi bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu Tefenni Atatürk ilköğretim okulunda, Ortaokulu Tefenni Lisesi ve Karamanlı Lisesinde tamamladıktan sonra “Mesleki Eğitim” için Avusturya’ya ailemin yanına döndüm. Elektrik dalındaki mesleki eğitimini Salzburg Meslek Okulunda tamamladıktan sonra 2004 yılına kadar Avusturya’da çalıştım. 2004 yılında, çocuklarımı Türkiye’de okutmak ve memleketim olan Tefenni’ye yatırım yapmak için kesin dönüş yaptım. Son yerel seçimlerde halkımızın teveccühü ile Belediye Başkanı seçildim. Evli ve 2 çocuk babasıyım. AYRINTI: Biz biliyoruz ki Tefenni deyince aklımıza ilk gelen barutlusu oluyor. Ancak size göre Tefenni deyince aklımıza ne gelmelidir? ALAGÖZ: Bu sorunuzu ilçemizin özelliklerini tanıtarak cevaplamaya çalışayım. Tefenni deyince akla Kocapınar Parkı, Barutlusu, Tarihi bir kent olması, doğal kaynak suları ve krom madeni gelir. Kocapınar Parkımızın özelliği her şeyden önce çınarlarıdır. Asrı deviren tarihi çınarları var, ikincisi de yer altından gelen kaynak suyudur. Bu parkımızdaki asırlık çınar ağaçlarının yaşlarının hesaplanmasıyla ilgili henüz bir çalışma yapılmamıştı, biz bunun hesaplanması için bir çalışma başlatacağız. İlçemizdeki en ihtiyar kişiye sorsanız bile parkımızdaki ağaçların hep var olduğunu söylüyor. Bu çınarlarla birlikte ilçemizin tarihi özelliği var. Kocapınar Parkıyla Tören alanını ayırdık. Kocapınar Parkında tören alanı vardı. Güzel bir çalışmayla park alanını düzelteceğiz, bunun planını hazırladık. İlk etapta tören alanından çalışmalarımızı başlatacağız. Park için Kültür ve Turizm bakanlığına müracaatımız oldu, yardım ve destek görürsek yapacağız ama destek gelmese de 2015’e yetiştireceğiz. Tefenni 3 tane medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İlçe girişinde ve çıkışında 3 tane kapı vardı; Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Kapıları vardı. Yazılan kitaplarda tarihsel tüm özellikler çıkarılmış ve 1500lü yıllarda Osmanlı Vilayet Salnamelerinde ilçemizin adı Tefenni olarak geçiyor. Ancak bazı internet sitelerinde “Stephanie, Stefani ve Tefenni” olduğu bilgisi var ama bu tamamen yanlıştır, bunun aslı yoktur. 1500lü yıllardaki bu Osmanlı kayıtlarında aynen “Tefenni” diye yazıyor. Sadece belediye teşkilatının kurulması 1867 diye yazıyor ki ilçemizdeki Ziraat Bankası’nın şube kodu 0059. T.C. Ziraat Bankası kuruluş sırasına göre numara vermiş, Türkiye’deki 59. Ziraat Şubesi. Burdur Merkez 58. ve Tefenni Türkiye’deki 59. Ziraat Bankasının kurulduğu yer. Tarihsel anlamda bölgedeki en eski ilçelerden bir tanesi. AYRINTI: Efendim, ilçeniz göç veren bir özelliğe sahip, yıllardan beridir nüfusu yerinde sayıyor, bunun nedeni nedir? ALAGÖZ: Önceden nüfus sayımı şimdiki gibi değildi, şimdi adrese dayalı nüfus sayımı olunca ilçemizin gerçek nüfusu biraz daha ortaya çıktı.  Nüfusumuzun 5 bin olmasının sebeplerinden bir tanesi işçi göçünün çok yaşanması. Bugün baktığınızda Denizli’de 2 tane Tefenni, Antalya’da 3 tane Tefenni ve yurt dışında da 2-3 tane Tefenni daha çıkar. Zannediyorum 84 bin dolayında nüfus kütüğünde kayıtlı insan var ama Tefenni’de ikamet eden sayısı 5 bin. İş göçü niye veriyoruz, çünkü bugüne kadar tarımsal arazilerinin çokluğuyla ünlü bir yerleşim yeri olmamıza rağmen, tarımı iyi kullanamadığımız için, eline bir miktar para geçenlerin “Tefenni’de bugüne kadar bir şey olmamış, bugünden sonra mı olacak!” diyerek Antalya’ya, Denizli’ye giderek orada iş kurmaları ve hepsinden de önemlisi okuyan oranının çok yüksek olmasından dolayı çok fazla bürokrat ve memur olmasıdır. Bu konuda bir ayrıntı daha aktarmak isterim. Bildiğiniz gibi Ankara’da Burdur Tanıtım Günleri yaptık ve ben Ankara’da bu kadar çok Tefennili ile tanışacağımı tahmin edemezdim. Hiç tanımadığım, hiç görmediğim yüzlerce insanla karşılaştım Ankara’da, Gazi Üniversitesinde öğretim görevlisinden tutun da Bakanlıklarda çalışanlara kadar  ve Tefennili olduklarını Ankara’da öğrendim. 2000li yıllarda, o dönemin Belediye Başkanı Tefenni için gerçek nüfus sayımı yapılmış, ufak da olsa bir nüfus tespiti çalışması yapılmış. Biz sadece bunun için Belediyemizin Basın- Yayın Bölümünde çalışan arkadaşımızı görevlendirdik.  Türkiye’de ve yurt dışında ne kadar Tefennili varsa, çalışan ve bürokratlar şeklinde gruplandırarak tespit edip, hem adreslerine ulaşmak, hem telefon numaralarını öğrenmek kaydıyla 2015 yılına kadar bu çalışmayı tamamlamayı düşünüyoruz.   2009 yılına kadar ilçemizde Tefenni Geleneksel Barutlusu Şenlikleri yapılırdı. Biz bu geleneksel şenliğimizi 2015 yılı itibarıyla tekrar başlatmayı düşünüyoruz; sadece Tefenni’de yaşayan 5 bin kişiyle değil, bu şöleni bu şenliği ulaşabildiğimiz tüm Tefennililerle yapmayı planlıyoruz. 2015’deki o şenliğimizde ilçemizde adım atacak yer kalmamalı, iğne atsanız yere düşmeyecek kadar katılımın sağlandığı bir şenlik planlıyoruz. Bizim hayalimiz bu. Bunu 2014’de de yapabilirdik ama 2015’e bırakmamızın temel sebebi altyapı eksikliği ve su şebekesi çalışmasından dolayı yolların kazılacak olmasıdır..  İlçemiz ayrıca bu yıl görsellik ve yapısal açıdan müsait değil, 2015’e kadar ilçemizin görselliğini toparlayıp, az önce bahsettiğim insanlara ulaşmamız ve hakikaten Tefennili olmanın ayrıcalıklı olduğunu Tefennililere ispat etmemiz lazım.  Göreve geldiğimiz ilk günden beri, gece ve gündüz bunun için mücadele ediyoruz. AYRINTI: Belediye Başkanlarının yol yapması, asfalt yapması, içme suyu getirmesi gibi görevleri asli görevleridir. Mühim olan sosyal olarak yapılan faaliyetlerini geliştirip, toplumu kaynaştırmaktır. Bu bahsettiğiniz çalışma ile halkı sosyalleşmeye mi yönlendiriyorsunuz? ALAGÖZ: Tabi. Elbette asli görevlerimizin yanında sosyal sorumluluklarımız ve faaliyetlerimiz de olacak. Bunun dışında bizim bugünlerde ilgilendiğimiz en önemli konulardan birisi de ilçemizdeki en büyük sıkıntılardan biri olan bayanlara özgü iş sahamızın olmayışı. Ben bu göreve geldiğimden beri sadece Tefenni Belediyesine 60’ın üzerinde bayan iş müracaatında bulundu. Çiftçiler hariç, bayanlar çalışmayınca sadece beyler çalışıyor ve ailelerine bir katkıda bulunmuyorlar gibi bir durum oluşuyor. Sırf bunun için Denizli’de ve birkaç şehir ile görüşmemiz oldu, tekstil sektöründe buraya bir atölye açılsa ve o atölyede üretim yapılarak, ilçemizdeki işsiz bayanlar için iş kapısı yaratılması gibi çalışmamız var. İnşallah önümüzdeki günlerde bu tür bir atölyenin ilçemize  büyük bir ekonomik katkı sağlayacağını düşünüyorum. BARUTLUSUDA MARKA TESCİLİ ALDIK AYRINTI: Tefenni deyince aklımızda kalan barutlusudur. Barutlusu çalışmaları hangi aşamada? ALAGÖZ: Barutlusu Antalya’da çok büyük rağbet gördü. Bu su böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili oluyor. Az önce belirttiğim gibi Ankara’daki Burdur Tanıtım Günlerinde, barutlusuyu küçük şişelere doldurduk ve etiketledik. Hazır fabrika üretimi gibi bir görüntü sağladık, yani insanların görmeleri ve bilmelerini istedik. Tanıtım günlerinin birinci gününde o sudan alanlardan üçüncü gün tekrar gelerek kasalar dolusu alıp gidenler olduğunu gördük. Suyu içenler sindirimde kolaylık sağladığını söylediler. Biz burada bu suyu her gün kullanınca belki de hissetmiyoruz ama dışardan gelen insanlar faydalı olduğunu söylüyor. Burada her hafta Ankara plakalı araçları görebilirsiniz. O günden buyana buraya gelip, suyu doldurup, standart olarak götürenler var. Antalya’ya zaten götürüyorlar. Hatta arabalarına doldurdukları suyu zannediyorum ki Antalya’da satışını da yapıyorlar. Böbrek hastalıklarına iyi geldiğini resmi raporlarla kanıtlamamız lazım. Çünkü bugüne kadar yapılmamış. Böyle bir araştırmanın 2 defa yapıldığı söyleniyor ama analiz olarak bizim elimizde bir tane bile resmi olan rapor yok. Barutlusu resmi olarak analiz edilmemiş ve araştırılmamış. Fakat farazi rakamlar var, sertlik derecesini, yumuşaklık oranı yazıyor ama bunu bize sorduklarında bizim resmi olarak sunabileceğimiz ve gösterebileceğimiz bir yazı veya rapor yok. Biz buna daha yeni başlıyoruz. Öncelikle marka tescili ile başladık.  Tefenni Belediyesi adına barutlusuyun marka tescilini yaptırdık, şimdiden sonra da teknik detayına gireceğiz, bunun araştırmasını, hangi hastalıklara iyi gelip gelmediğini araştırmasını yaptıracağız. Belediyenin arşivlerinde böyle bir rapor olmadığı için bu araştırmalara yeni başladık. İnternete girdiğinizde barutlusuyla ilgili bazı rakamlar var ama bizim elimizde resmi bir rapor şimdilik yok. Barutlusu şifa dağıtıyor. Tadının baruta benzemesi nedeniyle ‘Barutlusu’ diye bilinen kaynak suyu, vatandaşlarımızdan oldukça rağbet görüyor. Özellikle böbrek hastalarının tercih ettiği barutlusuyun, renksiz ve tortusuz olması nedeniyle idrar yolu, şeker ve sindirim sistemi rahatsızlarına da iyi geldiği söyleniyor. İlçemiz merkezine 3 kilometre uzaklıktaki Haraplanlı Mevkii’nden çıkan ‘barutlusu’, ilçe merkezimize taşınarak, iki noktaya yapılan çeşmelerle halkın hizmetine sunulmuş durumdadır. Suyun çıktığı yerin deniz seviyesinden yüksekliği 1.190 metredir. Hafif kükürtlü ve bromürlü, kendine has tadı ve kokusu olan barutlusuyun sertlik derecesi 1,5, soğukluğu da 1,8 derece olduğu söyleniyor. Barutlusu ismi, barut kokusu veya yumurta sarısı kokusundan alan bir sudan gelmektedir. Böbrek taşlarının dökülmesine ve idrar yollarındaki rahatsızlıkların giderilmesinde faydalı olduğu belirtiliyor ve yıllardır insanlar tarafından niyetle kullanılmaktadır. Hatta sadece ilçemizde değil söylediğim üzere ülkenin değişik il ve ilçelerinden gelip doldurup gidenler de bulunmakta. Bu su insan vücuduna zarar verici hiçbir madde taşımıyor. Barutlusuyun içerisinde böbrek taşını eritici mineraller var. Yani insan sağlığına zararlı herhangi bir madde yok. Basit olarak bunun deneyini çaydanlıklarda test ettik. Kireç taşı bağlamış çaydanlıklarda barutlusudan birkaç sefer demlenen çay neticesinde çaydanlıklardaki kirecin söküldüğünü, pırıl pırıl olduğunu gördük. Bu suyu kullanan insanlar bize teşekkür etti. Komşu illerden buraya gelip bu sudan doldurup gittiklerini de biliyoruz. Barutlusu evet, bir marka olur ve insanları buraya çeker. Barutlusuyu ticari olarak düşünenler ve bizimle görüşmek isteyenler var. Ben buna sıcak bakmıyorum. Bu işe karar vermemiz gereken nokta burası, su, şişelemeye yeterli dahi olsa ya bunu parasal anlamda düşünüp yapacaksınız, Kızılay Sodası gibi olacak veya da bu işi “Bu sadece Tefenni’de bulunur” dedirtip, herkesi Tefenni’ye ziyaret ettireceksiniz. Ben Tefenni’ye daha fazla insanın gelmesini ve Tefenni’nin nüfusunun artmasını istiyorum. Tefenni’nin uğrak yeri olmasını istiyorum ki Başkanlığa seçildiğim gün bu konuda Belediye Meclis üye arkadaşlarla mutabık oldum. Şişelemede ayda Tefenni’ye 50 tane tır gelip gidecek ve 20 kişi çalışacak ama diğer şıkta öyle değil. Burası Ankara- Fethiye yol güzergâhında. Özellikle İlkbahar ve Sonbahar arasında geçen araçları saysanız sıkıntılı bir yol olmasına rağmen burası en işlek yollardan bir tanesidir. Bu güzergahta duble yol çalışmaları konusunda: Bir bakan bu yolda bir yakınını kaybetti ve arkasından çalışmalarda bir hızlanma oldu. Duble yolun bitirilmesi için ikinci bir olayın daha mı olması gerekiyor? İnsanlardaki kanı bu, illaki bir milletvekilinin veya bakanın yakınını kaybetmesiyle yol yapılıyor. Benim bildiğim tüm Burdur’da bu kadar işlek olup da bu kadar kötü olan başka bir yol yok. Belki de Akdeniz Bölgesinde yoktur. Bu çalışmalarda Karamanlı’ya kadar gelindi, Karamanlı’da bırakıldı. Bu sene Karayolları Bölge Müdürlüğüne gittiğimde 2014 yatırım programlarında olmadığı söylendi. 2015’de de Allah Kerim diyorlar. Sonuçta bu sadece Tefenni’nin problemi değil.  Gölhisar, Çavdır ve hepimizi etkileyen bir problem. Belediyede siyasetin olmaması gerekir. Biz buraya çıktığımız ilk gün aynı şeyleri söyledik ve ilk yaptığımız şey rozetlerimizi sökmek oldu. Ben bugüne kadar hiçbir partili ya da partisiz hiçbirini ayırmadım. Birisinin içme suyu borcundan dolayı ona bir yaptırım yaparken partisine bakmadım. Kaçak su oranı ilçemizde maalesef çok yüksekti. Geldiğimiz günden beri bununla mücadele ediyorum. İlk kendi evimden başlattım. Didik didik aramalarını söyledim. “Soy ismim Alagöz, Alagöz soy isimli ne kadar insan varsa onların evine gideceksiniz ve arayacaksınız” dedim. Sonra MHP ilçe başkanından tutun da yönetim kurulu üyelerinin evlerinin aranmasını istedim.  Etik olan ve olması gereken de budur. İçimizdeki bazı arkadaşlar tenkitte bulundu ve şikâyet etti ama bence herkes “Doğrucu Davut” olmalı.  Çağ atlamaktan bahsediyoruz ya, çağ atlayacaksak herkes böyle olmalı, bundan dolayı büyüyemiyoruz belki ama en azından yandaşlarımız oluşamıyor, etrafımızda zengin yandaşlarımız oluşamıyor, bir sonraki seçimde bizi destekleyecek para kazandığımız insanlar olmuyor ama şuna inanıyorum. Ben akşamları evime gittiğimde başımı yastığa koyduğumda çok huzurlu uyuyorum. Seçildiğim gün buraya geldiğimde burada aktif siyaset yapan en az 30 tane belediye personeli vardı, AK Parti yanlısı. Çok basit, o gün 30 kişinin işine son verirsiniz, 30 tane de kendi partinizden veya yandaş alırsınız, tamam işte arkadaşlarınızın hepsi memnun oldu. Ama mesele 30 kişinin 2 çocuk 1 eşi olsa bu 120 kişinin hesabını ben nasıl veririm diye düşünüyorsunuz. Allah korkusu varsa bunu yapamazsınız zaten. Bunların dışında, bir de yatırım olarak bizim parke taşımızı kendimiz üretmemiz gerekir. 500- 600 bin metrekare bir yol ihtiyacımız var, içme suyu projesi de olacağı için mecburen kazılıp sökülecek. Şu anda bizim için en uygun yapabileceğimiz iş sökülüp takılabilen paket taşları imalatı. 600 bin metrekare taşı dışarıdan satın alsak 9 Milyon TL maliyeti var ve bu bizim yıllık bütçemizin üzerinde bir rakam. Bazı makinelerimiz var, taşı kendimiz üretirsek, sadece çimentoyu dışarıdan alarak üçte bir maliyete getirebileceğiz. Bunun için BAKA’ya ilgili projeyi sunduk. AYRINTI: Efendim, dönmeyen bir çarkı döner hale nasıl getireceksiniz? Ayrıca Tefenni ekonomisini bize tanıtır mısınız? ALAGÖZ: Tefenni gibi 5-6 bin nüfuslu ilçelerdeki en büyük sıkıntı ekonomi ki bizde de öyle. Hele bir de İller Bankasına borçluysanız ve İller bankası ödeneğinizin %40’ı kesilerek size geliyorsa geri kalan %60’lık kısım ancak personel maaşına yeter. Sizin yatırım için harcayacağınız parayı da vatandaştan toplamanız gereken vergiler, su parası tahsilatları, çöp vergileri gibi rakamlardır. Bugüne kadar bunlar tahsil edilememiş. İlçemizin 1,5 milyon TL gibi bir alacağı vardı. Kendi halinde dönebilen bir çark haline getirebilmemiz için en başından yapılanmaya belediye binamız içerisinde başladık. Birçok şeyi değiştirdik. Tahsilatta biraz daha dik durmaya çalışıyoruz. Belki bu, vatandaşlarımızın kısa vadede çok hoşuna gitmiyordur ama yapmak zorundayız. Geldiğimiz günden beri 20 bin metrekareye yakın bir taş döşeme işi yapıldı. Bunun yanında görsellik açısından, şehrin girişlerinin şehri temsil edeceğinden şehir girişi çalışmalarını yaptık. Çocuk parkımız hiç yoktu, 4 tane çocuk parkı yaptık. Bunun yanında hizmet araçlarımızı arttırdık. İşlerin yapılabilmesi bunlara bağlıydı. Şu anda istenilen noktada olmasa da çark dönmeye başladı. Çark döndükçe tahsil edilen para yatırıma dönmeye başladı. Vatandaşımızın ilk günlerindeki soğuk tepkisi şu anda olumlu tepkilere dönüşmeye başladı. “Para transfer oldu, acaba ne olacak?” konusu yok, para transfer olduğunun ertesi günü mutlaka bir şeyler yapılıyor. Yatırım olarak dönüyor ve vatandaşlarımız bunu gördükçe belediyemize bağışta bulunmak istiyorlar. Gayet güzel. Antalya’dan Ankara’dan gelenler vardı, 3 kişi Tefenni Belediyesine bağışta bulunmak için ilçemize geldiler. AYRINTI: Göreve geldiğiniz ilk günden bugüne sizi en çok etkileyen anınızı paylaşır mısınız? ALAGÖZ: Belediyemize bağışta bulunmak isteyenler güzeldi fakat beni esas etkileyen konu bunlar olmadı. Bizim Otel işletmemiz var, o işletmemizde personel sayımız şu anda da eksik, 4 erkek personel çalışıyor. Onlar mesai saatlerinin üstünde çalışıyorlar. Özveri gösteriyorlar. Bayrama üç gün kala otel personeli üç kişi ellerine eldivenleri giyerek, eski elbiseleriyle taş döşeme yaptığımız alana geldiler ve bize “Başkanım, taş döşemeye geldik” dediler. Bizim böyle bir talebimiz yoktu onlardan fakat otel işlerini tamamlayıp, bize yardıma geldiklerini söylediler. Beni en fazla duygulandıran ve en çok mutlu eden konu buydu çünkü personel de bu aşk ve bu çalışma şevki oluşmaya başladı. Bu çalışma şevki belediyenin her kademesine ulaşmalı. Tefenni için insanlar bir şeyler gördükçe daha fazla heveslenmeye başladılar. Bizim de yapmaya çalıştığımız şey de buydu, şu anda gidişat gayet iyi diyebilirim. AYRINTI: Tefenni deyince tarihsel süreçlerden geçmiş en eski ilçelerden birini düşünüyoruz. Az önce söylediğimiz sosyal faaliyetler kapsamında bu tarihi varlıkların geri getirilebilmesi için ne yapmak gerekir, eski Tefenni kelimesinin anlamı için ne yapmak lazım? Siz bu tür bir çalışma başlattınız mı? ALAGÖZ: Bu kapsam için öncelikle Burdur ve Antalya tarafından Tefenni ilçesine geldiğinizde daha ilk 100 metresinden sonra geri dönme ihtiyacı duymamalıyız. Tefenni’nin 2009 yılına kadar böyle bir sorunu vardı. Çünkü ilçemize küçük, şirin ve güzel diyorlardı, tarihsel süreçlerden geçtiğini söylüyorlardı ama insanlar bunu merak ettiği için ilçemize geliyorlardı, şimdi ise ilçemize gelmiyorlar. Burada Meslek Yüksek Okulu var. Bu yıl 450 öğrenci sayısına ulaşacak. 450 öğrenciden en az 80 tanesi evraklarını okula kayıt işlemleri için geldikten sonra, Tefenni’yi gezmek istediklerinden 10 dakika sonra, evraklarını geri alıp kaçıyorlardı. Bu konuyu okul müdürümüzle de konuşuyorduk. Tefenni’yi gören kaçıyordu. Yani böyle bir durum vardı; üst yapı sıkıntımız vardı. Üst yapıyı çok acil olarak çözmezsek, çok tarihi bir yer de olsa insanlar gelmeden kaçıyorlar. Tabi bu işin reklam boyutu da var. Tarihi kalıntılarımız da var. Birçoğu Kaymakamlık bahçesinde atıl vaziyette duruyor. Bir kısmını belediyeye teslim etmişler, belediye de korunması için akaryakıt istasyonunun arka bahçesine bırakmış. Bir de tarihi Askerlik Şubemiz var. Alabilirsek çok güzel bir bahçesi var. Orayı Açık Hava Müzesi ve Kapalı Kültür Evi yapabileceğimiz bir yer haline getireceğiz. Sanatsal ve sosyal bazı faaliyetleri orada yapacağız. Tabi bunun yanında Eski Çarşı Camisinden tutun diğer kültürel varlıklarımıza da geri döndürme çalışması yapacağız. GÜLÜNECEK Mİ AĞLANACAK MI BİLMEDİĞİM BİR SORUNUMUZ VAR AYRINTI: Bir ilçenin ve ilin kalkınması ve kendini tanıtması için önemlidir. Çevre Yolunun ticaret alanına dönüştürülmesi çalışmalarınız var mı; bu çalışmalarınız hangi aşamada? ALAGÖZ: Şöyle bir şey söyleyeyim, gülünecek mi ağlanacak mı bilmem ama bir sorun var. Bırakın Yeni Çevre Yolunu, Eski Çevre Yolunun etrafı bile ticari alan olarak geçmemiş. Bu haftaki Meclis Toplantımızda onaylayıp, ticari alan özelliği kazandıracak. Önceden Tefenni’deki ticari alan sadece çarşı merkezinden Pazar alanının bittiği yere kadarmış. Yani insanların önü açılmamış. Biliyorsunuz ticari alan olmayan yerde işyeri de açamıyorsunuz. Eski Çevre Yolunun altı- üstü ticari alan olarak geçmemiş. Belediye vatandaşın önünü açmamış. Eski Çevre Yolunun ticari alan olması çalışmalarını henüz yeni bitiriyoruz, Yeni Çevre Yoluna başlayacağız. Maliyetlerden kaçılmış, sorun yine paraya geliyor. Eski Çevre Yolu şu anda sadece şehir içi yol oldu, Eski Çevre Yolunun altını ve üstünü ticari alan olarak İmar Müdürlüğünde tadilat yaptırdılar, maliyeti 6 bin TL imiş ve bu 6 bin TL’yi ödememek adına yıllarca beklemiş. Belediye başkanlığındaki ilk günlerimde 2 vatandaş geldi, bunun maliyetinde yardımcı olup, ticari alan olmasını istediler, ben de bir baktım ki hakikaten de maliyetli değil imiş. Ben afaki rakamlar bekliyorken 6 bin TL olduğunu söylediler, bunun için beklediğini söylediler. Ben de onların bir şey yapmasına gerek olmadığını ve bunu belediye olarak bizim yapacağımızı söyledim. 2016 yılına kadar tamamlamayı düşündüğümüz esas önemli konu da şu: Yeni Çevre Yolunda Otogarımızı, Akaryakıt İstasyonumuzu ve ticari alanının olduğu yerleri tamamlamayı düşünüyoruz. Otogar ve akaryakıt istasyonuyla ilgili çalışmalarımız başladı, orada bir kamulaştırma yapıyoruz. Yani belediye olarak siz bir şey yapmazsanız sizden önce kimse bir şey yapmıyor. Bizim bir önderlik yapmamız lazım. Denizli/ Serinhisar bu açıdan örnek aldığım bir yerdir. Oradaki Çevre Yolunun etrafına baktıkça hareketliliği görüyorsunuz. Bir de Sayın MHP Genel Başkanının ilçemizi ziyarete gelmesinden önce düşündük. Tefenni’yi temsil edecek bir hediye bulamadık. Evet, Sayın Genel Başkana bir şeyler hediye ettik ama Tefenni’ye özgü bir şey bulamadık. Saatlerce düşündük. İşte içler acısı olan konu da bu. Bir özelliğimizle tanınmamız, bir ürününüzle bilinmeniz lazım. Bu tanındığınız şey Tefenni kromu ya da mermer değil. Kültürel olarak sergilememiz lazım, biz de şu an bir şey yok, bu, bizim eksikliğimizdir. AYRINTI: Bu bölgede maden ve mermer var. Bu konuda da açıklamada bulunur musunuz? ALAGÖZ: Maden konusu şöyle oldu, biz biraz zorlama yapıyoruz.  Tefenni’deki maden ocaklarında çalışanların ilçemizde ikamet etmelerini istedik çünkü Tefenni’deki ocaklarda Kayserililer ve Afyonkarahisarlılar çalışıyor. Herkes kendi hemşerisini getirip, çalışmaya başladı.  Burada bazen bana kendilerine maden ocaklarında iş bulmam için isteği olanlar var. Maden ocakları aslında ilçemizdeki işsizliği tamamen karşılar.  Bunun diğer bir garip tarafı Afyonkarahisar’dan ve Kayseri’den Tefenni’ye, çalışmaya gelenlerin ikametleri gene kendi memleketlerinde. İkametlerini Tefenni’ye aldırmıyorlar. Biz şimdi şart koştuk, burada çalışacak kişiler ikametlerini Tefenni’ye aldırsınlar diye. Resmi olarak şart koşma şansımız yok ama burada fabrika ya da mermer ocakları belediye ile ikili ilişkilerini iyi tutup, beraber çalışmak zorundadır. Bu, bizim içinde onlar için de gereklidir. Bu doğrultuda ikili ilişkiler içerisinde çalışacaksak birbirimizin isteklerini yerine getirmemiz lazım. Bu da yapılması gereken şeylerden biriydi. Biz hep, “Sıkıştırırsak kaçıverirlerse, gidiverirlerse!” diye korkmuşuz. İnsanlar buraya 20 milyon dolar yatırım yapmış. Nereye gidecek? Buradaki tesise 20 milyon dolar yatırım yaptıktan sonra gitme ihtimali yok; bir bakkal dükkânı olur da taşırsınız ama buradaki bu fabrikaları veya bu tesisleri nasıl taşıyacaksınız? İlçemizde 3 tane krom ocağı faal durumda ve her biri birbirinden güçlü şirketlerdir. Burada böyle devasa şirketler var ama Tefenni’ye 10 kuruş faydaları yok. Sanayi, gıda alışverişlerini dışardan yaparlar, işçiyi dışardan getirirler, Tefenni mücavir alan sınırları içerisindeki asfaltı kullanırlar, asfalt yol harap olur, Tefenni Belediyesi kıt- kanat imkânlarıyla o asfalt yolu yenilemek için uğraşır ama Tefenni Belediyesine 10 kuruşluk faydaları da olmaz, yardımları ve bağışları da olmaz. Bu noktadayız. Bunu çözebilmek için; Tefenni’den bir şeyler kazanıyorsanız, Tefenni’de bir şeyler üretiyorsanız ve Tefenni’den milyon dolarla kazanıyorsanız Tefenni’ye de bunun karşılığını vermeniz lazımdır. En azından çalışanların Tefenni’de ikamet etmeleri sağlanmalı. EN AZ 20 YILLIK KROM REZERVİ MEVCUT AYRINTI: Söz kromdan açılmışken, krom rezervi hakkında bilginiz var mı? ALAGÖZ: Burada krom rezervi çok zengin, yatırımcılarla görüşmemde önümüzdeki 20 yıl için tüm rezervlerinin hazır olduğunu ve 50 yıl için rezerv çalışmalarının devam ettiğini söylüyorlardı.  Diğer şirketler de aynı şekilde rezervden dolayı herhangi bir sıkıntı yaşamıyorlar.  Rezervden en fazla şikâyet eden yatırımcı bile buraya 20 milyon dolarlık yatırım yaptı. Krom para ettiği müddetçe, krom kullanıldığı müddetçe burada 20 yıllık bir yatırım var. Blok mermer satışlarında ise sanırım Çin devleti alımları durdurdu. Afyonkarahisar’da Çinliler kendileri mermer ocakları alıp çalıştırmaya başladılar.    Ben Avusturya’yı gördüm. Orada da mermer ocakları, granit ocakları vardı. Oradaki durum çok farklı ve yaptırımlar çok fazlaydı. Oradan blok haline gönderme durumları mali açıdan zararlarınaydı ki bizim burada da olması gereken aslında budur. Bizim buradakiler çok rahatlar, şöyle rahatlar: Sıkıştırılması açısından demiyorum ama siz çevre ilçelere gittiğinizde, etrafa baktığınızda doğal bir güzellik görüyor musunuz, hayır, her şey bitti. Ama Avusturya’da mermer ocağı işleten kişi veya işletme işin arkasını düşünmek zorunda. Bıraktığında aynı yeşilli oraya toprak çekerek ve ağaçlandırarak bırakmak zorundadır. Bizim burada bu uygulama sadece evrak üzerinde var. O yüzden mermeri bedava çıkarıp, bedava satıyoruz gibi bir durum söz konusu. Şu andaki satılan fiyatlardan en az 4-5 misli daha fazla paraya satılması lazım çünkü bu mermer işletmeleri yarın imzalamış oldukları sözleşmenin gereğini yapmaya kalksalar hepsi batar, bu rakamlarla.  Şu anda Tefenni’de terk edilen birkaç mermer ocağı var, gidelim bakalım. Yok, rehabilitasyonu veya ağaçlandırılması yapılmamış. O doğasal güzellik bozuldu, öyle kaldı. Biz; istihdam olsun, ülke ekonomisi kazansın ve gelişsin, doğasal güzellik bunlara rağmen bozulmasın demiyoruz ama en azından imzalanan sözleşmelerin gereği yerine getirilsin. Bunun Türkiye’de takipçisi yok. Avrupa’dakiler mermer çıkarmanın ağaçlandırma yapmaktan maliyetsiz olduğunu söylüyorlardı. Avusturya’da, İsviçre’de, Almanya’da her 10 metrekareye bir tane ağaç düşer dağlarda ve o dağların altı komple mermerdir. Özellikle Avusturya’da mermerin olmadığı bölge yok. Ama ocaklar her tarafta açılmıyor, mermer çok kıymetli bir ticari mal. Altın gibi değerli bir madendir.  Mermer açısından Avrupa’dakilerle kıyasladığınız zaman Türkiye’de mermer çıkarmak bedava. Çünkü Türkiye’de sonunu kimse düşünmüyor. Yarın sözleşmelerin sonunu arayacak birisi gelse bu mermercilerin hepsi batar. Türkiye’de 20 yıl sonra mermer ocaklarının bulunduğu dağların bitmesiyle birlikte o dağlardaki malzemeyi değerlendirecek olan, o alanlara ormanlar yapacak olan özel sektördür, devlet değildir. Devletin gücü var ama özel sektörün elinde. Bugün mermer ocağı ile ilgili yaptığınız sözleşmelerin tamamında bu rehabilite maddesi var ama bunu kaç kişi yerine getiriyor. Biz de hep olduğu gibi af geliyor. Bir atasözü var, sonunu düşünen kahraman olmaz diye. Ama bazen sonunu düşünmek gerekir. TEBİM FAALİYETE GEÇTİ AYRINTI: Sayın Alagöz, burada TEBİM adlı çalışmanız da dikkatimizi çekti. Bize TEBİM’i anlatır mısınız? ALAGÖZ: Kısa adı TEBİM olan "Tefenni Belediyesi İletişim Merkezi" sistemimiz hizmet vermeye başladı. Belediyemize herhangi bir öneri, şikayet veya ihbarda bulunmak isteyen vatandaşlarımız 491 33 99 numaralı iletişim hattını ya da “tebim@tefenni.bel.tr”  adresinden özel iletişim servisimizle bağlantı kurabilirler. Gelen tüm öneri ve şikâyetleri, bizzat ben değerlendirileceğim. Ayrıca bizimle iletişime geçen vatandaşlarımızın kimlikleri de saklı tutulacak. Artık vatandaşlarımız teknolojinin imkânlarını da kullanarak, işyerlerinden, evlerinden ya da bulundukları her yerden bize görüş ve önerilerini rahatlıkla dile getirebilecek. Bu görüş ve önerileri dikkate alarak, çalışma alanlarımızı veya planlarımızı belirleyeceğiz. BAĞIŞ DEĞİL ZİYARET BEKLİYORUZ AYRINTI: Son olarak bir mesajınız olacak mı? ALAGÖZ: Bizim Türkiye’deki Tefennililer kendini Tefennili hissedenler, Tefenni’nin gelişmesini ve değişmesini isteyen herkesten tek dileğimiz Tefenni’ye para getirip para yardımı yapmasınlar. Bizim onlardan tek isteğimiz Tefenni’yi ziyaret etsinler. Bize fikirlerini söylesinler. Tefenni için yapılabilecek en büyük katkı bu olur. Bugüne kadar geçmiş belediye başkanlarının birçoğu Antalya’ya gittiğimizde korkuyorlar, “Para istemeye mi geldiniz” diyorlar, bizim yardıma ve paraya ihtiyacımız yok, biz bunu kendi içimizde çözeriz. Sadece Tefenni’nin ufkunu açmak- genişletmek için burayı ziyaret etsinler, fikirlerini söylesinler ama Tefenni’yi de unutmasınlar. Onlardan istediğimiz tek şey bu, gerisini kendi içimizde çözeriz.     ANAHTAR KELİMELER: Ümit Alagöz, barutlusu, Tefenni, çınar, krom. 

Osmanlı Vilayet Salnamelerine göre 1500lü yıllardan beri yerleşim yeri olarak kullanılan Tefenni doğal barutlusu ile yüzyıllardır şifa kaynağı durumunda. Doğal kaynak suları, krom rezervleri, tarihi konak ve evleri, asırlık çınar ağaçları ve böbrek hastalıklarına şifa verdiğine inanılan Barutlu Su’yla Burdur/Tefenni cazibe merkezi oluyor.

Osmanlı Salnamelerinde 1500lü yıllarda yerleşim yeri olarak bahsedilen Tefenni’de aynı zamanda Ziraat Bankasının 59. Şubesi kuruldu. Yerleşim yeri, sancak gibi tarihsel özellikleri bulunan Tefeni ilçesi 1867’de belediye teşkilatının kurulmasıyla en eski belediyeler arasında olma özelliğine de sahip.

Belediye Başkanı Ümit Alagöz Tefenni’yi layık olduğu yere ulaştırmaya çalışıyor. Sorumluluk almaktan ve çalışmaktan çekinmeyen Belediye Başkanı Alagöz yoğun temposuyla bitirdiği bir gününün ardından gece yastığa kafasını koyduğunda vicdanının ve gönlünün rahat uyuduğunu söylüyor. Başkan Alagöz ile Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunun dördüncü ayında görüşerek, açıklama aldık.

Belediye Başkanı Ümit Alagöz, Tefenni’ye yeni bir vizyon kazandırmış durumda. İller Bankasından gelen kıt- kanat ödeneklerinin yanı sıra durma noktasına gelen vatandaşlardan tahsilatları (su, çöp vergisi gibi) da canlandıran Alagöz, tahsilatlardan gelen parayı yatırıma dönüştürerek vatandaşlarına hizmet ediyor.  “Siz belediye olarak bir şey yapmazsanız vatandaş zaten bir şey yapmıyor.” diyen Başkan Alagöz, yıllardan beridir Tefenni’den geçen karayollarının kenarlarına ticari alan ruhsatı verilmemesinin olumsuzluğundan bahsederek, Belediye encümeni olarak bu sorunu çözüp, karayollarının etrafının ticari alan olması için çalıştıklarını da ekliyor.  Başkan Alagöz, yaptığı araştırmaların neticesinde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2014 yılı çalışma programı içerisinde Burdur –Tefenni- Fethiye güzergahında duble yol çalışmasının olmadığına da dikkat çekiyor.

Başkan Alagöz, bugüne kadar Barutlusu ile ilgili hala bir resmi raporun olmamasına vurgu yapıyor ve böbrek taşı hastalığı, sindirim sistemi hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde etkili olan barutlusuyun üniversite onaylı resmi bir raporunun belediye arşivlerinde bulunmadığını belirtiyor.

Başkan Ümit Alagöz ile Tefenni’de söyleşi yaparak, çalışma programlarını, hedeflerini ve bugünkü Tefenni’yi öğrendik. Kendisi, bize Tefenni ilçesini, tarihsel sürecinden günümüze kadar gelen özellikleriyle tanıttı.

 

AYRINTI: Belediye Başkanı Sayın Ümit Alagöz, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

ÜMİT ALAGÖZ: 5 Eylül 1977 yılında Avusturya’nın Salzburg şehrinde, işçi bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu Tefenni Atatürk ilköğretim okulunda, Ortaokulu Tefenni Lisesi ve Karamanlı Lisesinde tamamladıktan sonra “Mesleki Eğitim” için Avusturya’ya ailemin yanına döndüm. Elektrik dalındaki mesleki eğitimini Salzburg Meslek Okulunda tamamladıktan sonra 2004 yılına kadar Avusturya’da çalıştım. 2004 yılında, çocuklarımı Türkiye’de okutmak ve memleketim olan Tefenni’ye yatırım yapmak için kesin dönüş yaptım. Son yerel seçimlerde halkımızın teveccühü ile Belediye Başkanı seçildim. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

AYRINTI: Biz biliyoruz ki Tefenni deyince aklımıza ilk gelen barutlusu oluyor. Ancak size göre Tefenni deyince aklımıza ne gelmelidir?

ALAGÖZ: Bu sorunuzu ilçemizin özelliklerini tanıtarak cevaplamaya çalışayım. Tefenni deyince akla Kocapınar Parkı, Barutlusu, Tarihi bir kent olması, doğal kaynak suları ve krom madeni gelir. Kocapınar Parkımızın özelliği her şeyden önce çınarlarıdır. Asrı deviren tarihi çınarları var, ikincisi de yer altından gelen kaynak suyudur. Bu parkımızdaki asırlık çınar ağaçlarının yaşlarının hesaplanmasıyla ilgili henüz bir çalışma yapılmamıştı, biz bunun hesaplanması için bir çalışma başlatacağız. İlçemizdeki en ihtiyar kişiye sorsanız bile parkımızdaki ağaçların hep var olduğunu söylüyor. Bu çınarlarla birlikte ilçemizin tarihi özelliği var.

Kocapınar Parkıyla Tören alanını ayırdık. Kocapınar Parkında tören alanı vardı. Güzel bir çalışmayla park alanını düzelteceğiz, bunun planını hazırladık. İlk etapta tören alanından çalışmalarımızı başlatacağız. Park için Kültür ve Turizm bakanlığına müracaatımız oldu, yardım ve destek görürsek yapacağız ama destek gelmese de 2015’e yetiştireceğiz.

Tefenni 3 tane medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İlçe girişinde ve çıkışında 3 tane kapı vardı; Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Kapıları vardı. Yazılan kitaplarda tarihsel tüm özellikler çıkarılmış ve 1500lü yıllarda Osmanlı Vilayet Salnamelerinde ilçemizin adı Tefenni olarak geçiyor. Ancak bazı internet sitelerinde “Stephanie, Stefani ve Tefenni” olduğu bilgisi var ama bu tamamen yanlıştır, bunun aslı yoktur. 1500lü yıllardaki bu Osmanlı kayıtlarında aynen “Tefenni” diye yazıyor. Sadece belediye teşkilatının kurulması 1867 diye yazıyor ki ilçemizdeki Ziraat Bankası’nın şube kodu 0059. T.C. Ziraat Bankası kuruluş sırasına göre numara vermiş, Türkiye’deki 59. Ziraat Şubesi. Burdur Merkez 58. ve Tefenni Türkiye’deki 59. Ziraat Bankasının kurulduğu yer. Tarihsel anlamda bölgedeki en eski ilçelerden bir tanesi.

AYRINTI: Efendim, ilçeniz göç veren bir özelliğe sahip, yıllardan beridir nüfusu yerinde sayıyor, bunun nedeni nedir?

ALAGÖZ: Önceden nüfus sayımı şimdiki gibi değildi, şimdi adrese dayalı nüfus sayımı olunca ilçemizin gerçek nüfusu biraz daha ortaya çıktı.  Nüfusumuzun 5 bin olmasının sebeplerinden bir tanesi işçi göçünün çok yaşanması. Bugün baktığınızda Denizli’de 2 tane Tefenni, Antalya’da 3 tane Tefenni ve yurt dışında da 2-3 tane Tefenni daha çıkar. Zannediyorum 84 bin dolayında nüfus kütüğünde kayıtlı insan var ama Tefenni’de ikamet eden sayısı 5 bin. İş göçü niye veriyoruz, çünkü bugüne kadar tarımsal arazilerinin çokluğuyla ünlü bir yerleşim yeri olmamıza rağmen, tarımı iyi kullanamadığımız için, eline bir miktar para geçenlerin “Tefenni’de bugüne kadar bir şey olmamış, bugünden sonra mı olacak!” diyerek Antalya’ya, Denizli’ye giderek orada iş kurmaları ve hepsinden de önemlisi okuyan oranının çok yüksek olmasından dolayı çok fazla bürokrat ve memur olmasıdır.

Bu konuda bir ayrıntı daha aktarmak isterim. Bildiğiniz gibi Ankara’da Burdur Tanıtım Günleri yaptık ve ben Ankara’da bu kadar çok Tefennili ile tanışacağımı tahmin edemezdim. Hiç tanımadığım, hiç görmediğim yüzlerce insanla karşılaştım Ankara’da, Gazi Üniversitesinde öğretim görevlisinden tutun da Bakanlıklarda çalışanlara kadar  ve Tefennili olduklarını Ankara’da öğrendim.

2000li yıllarda, o dönemin Belediye Başkanı Tefenni için gerçek nüfus sayımı yapılmış, ufak da olsa bir nüfus tespiti çalışması yapılmış. Biz sadece bunun için Belediyemizin Basın- Yayın Bölümünde çalışan arkadaşımızı görevlendirdik.  Türkiye’de ve yurt dışında ne kadar Tefennili varsa, çalışan ve bürokratlar şeklinde gruplandırarak tespit edip, hem adreslerine ulaşmak, hem telefon numaralarını öğrenmek kaydıyla 2015 yılına kadar bu çalışmayı tamamlamayı düşünüyoruz.  

2009 yılına kadar ilçemizde Tefenni Geleneksel Barutlusu Şenlikleri yapılırdı. Biz bu geleneksel şenliğimizi 2015 yılı itibarıyla tekrar başlatmayı düşünüyoruz; sadece Tefenni’de yaşayan 5 bin kişiyle değil, bu şöleni bu şenliği ulaşabildiğimiz tüm Tefennililerle yapmayı planlıyoruz. 2015’deki o şenliğimizde ilçemizde adım atacak yer kalmamalı, iğne atsanız yere düşmeyecek kadar katılımın sağlandığı bir şenlik planlıyoruz. Bizim hayalimiz bu. Bunu 2014’de de yapabilirdik ama 2015’e bırakmamızın temel sebebi altyapı eksikliği ve su şebekesi çalışmasından dolayı yolların kazılacak olmasıdır..  İlçemiz ayrıca bu yıl görsellik ve yapısal açıdan müsait değil, 2015’e kadar ilçemizin görselliğini toparlayıp, az önce bahsettiğim insanlara ulaşmamız ve hakikaten Tefennili olmanın ayrıcalıklı olduğunu Tefennililere ispat etmemiz lazım.  Göreve geldiğimiz ilk günden beri, gece ve gündüz bunun için mücadele ediyoruz.

AYRINTI: Belediye Başkanlarının yol yapması, asfalt yapması, içme suyu getirmesi gibi görevleri asli görevleridir. Mühim olan sosyal olarak yapılan faaliyetlerini geliştirip, toplumu kaynaştırmaktır. Bu bahsettiğiniz çalışma ile halkı sosyalleşmeye mi yönlendiriyorsunuz?

ALAGÖZ: Tabi. Elbette asli görevlerimizin yanında sosyal sorumluluklarımız ve faaliyetlerimiz de olacak. Bunun dışında bizim bugünlerde ilgilendiğimiz en önemli konulardan birisi de ilçemizdeki en büyük sıkıntılardan biri olan bayanlara özgü iş sahamızın olmayışı. Ben bu göreve geldiğimden beri sadece Tefenni Belediyesine 60’ın üzerinde bayan iş müracaatında bulundu. Çiftçiler hariç, bayanlar çalışmayınca sadece beyler çalışıyor ve ailelerine bir katkıda bulunmuyorlar gibi bir durum oluşuyor. Sırf bunun için Denizli’de ve birkaç şehir ile görüşmemiz oldu, tekstil sektöründe buraya bir atölye açılsa ve o atölyede üretim yapılarak, ilçemizdeki işsiz bayanlar için iş kapısı yaratılması gibi çalışmamız var. İnşallah önümüzdeki günlerde bu tür bir atölyenin ilçemize  büyük bir ekonomik katkı sağlayacağını düşünüyorum.

BARUTLUSUDA MARKA TESCİLİ ALDIK

AYRINTI: Tefenni deyince aklımızda kalan barutlusudur. Barutlusu çalışmaları hangi aşamada?

ALAGÖZ: Barutlusu Antalya’da çok büyük rağbet gördü. Bu su böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili oluyor. Az önce belirttiğim gibi Ankara’daki Burdur Tanıtım Günlerinde, barutlusuyu küçük şişelere doldurduk ve etiketledik. Hazır fabrika üretimi gibi bir görüntü sağladık, yani insanların görmeleri ve bilmelerini istedik. Tanıtım günlerinin birinci gününde o sudan alanlardan üçüncü gün tekrar gelerek kasalar dolusu alıp gidenler olduğunu gördük. Suyu içenler sindirimde kolaylık sağladığını söylediler. Biz burada bu suyu her gün kullanınca belki de hissetmiyoruz ama dışardan gelen insanlar faydalı olduğunu söylüyor. Burada her hafta Ankara plakalı araçları görebilirsiniz. O günden buyana buraya gelip, suyu doldurup, standart olarak götürenler var. Antalya’ya zaten götürüyorlar. Hatta arabalarına doldurdukları suyu zannediyorum ki Antalya’da satışını da yapıyorlar.

Böbrek hastalıklarına iyi geldiğini resmi raporlarla kanıtlamamız lazım. Çünkü bugüne kadar yapılmamış. Böyle bir araştırmanın 2 defa yapıldığı söyleniyor ama analiz olarak bizim elimizde bir tane bile resmi olan rapor yok. Barutlusu resmi olarak analiz edilmemiş ve araştırılmamış. Fakat farazi rakamlar var, sertlik derecesini, yumuşaklık oranı yazıyor ama bunu bize sorduklarında bizim resmi olarak sunabileceğimiz ve gösterebileceğimiz bir yazı veya rapor yok. Biz buna daha yeni başlıyoruz. Öncelikle marka tescili ile başladık.  Tefenni Belediyesi adına barutlusuyun marka tescilini yaptırdık, şimdiden sonra da teknik detayına gireceğiz, bunun araştırmasını, hangi hastalıklara iyi gelip gelmediğini araştırmasını yaptıracağız. Belediyenin arşivlerinde böyle bir rapor olmadığı için bu araştırmalara yeni başladık. İnternete girdiğinizde barutlusuyla ilgili bazı rakamlar var ama bizim elimizde resmi bir rapor şimdilik yok.

Barutlusu şifa dağıtıyor. Tadının baruta benzemesi nedeniyle ‘Barutlusu’ diye bilinen kaynak suyu, vatandaşlarımızdan oldukça rağbet görüyor. Özellikle böbrek hastalarının tercih ettiği barutlusuyun, renksiz ve tortusuz olması nedeniyle idrar yolu, şeker ve sindirim sistemi rahatsızlarına da iyi geldiği söyleniyor. İlçemiz merkezine 3 kilometre uzaklıktaki Haraplanlı Mevkii’nden çıkan ‘barutlusu’, ilçe merkezimize taşınarak, iki noktaya yapılan çeşmelerle halkın hizmetine sunulmuş durumdadır. Suyun çıktığı yerin deniz seviyesinden yüksekliği 1.190 metredir. Hafif kükürtlü ve bromürlü, kendine has tadı ve kokusu olan barutlusuyun sertlik derecesi 1,5, soğukluğu da 1,8 derece olduğu söyleniyor. Barutlusu ismi, barut kokusu veya yumurta sarısı kokusundan alan bir sudan gelmektedir. Böbrek taşlarının dökülmesine ve idrar yollarındaki rahatsızlıkların giderilmesinde faydalı olduğu belirtiliyor ve yıllardır insanlar tarafından niyetle kullanılmaktadır. Hatta sadece ilçemizde değil söylediğim üzere ülkenin değişik il ve ilçelerinden gelip doldurup gidenler de bulunmakta.

Bu su insan vücuduna zarar verici hiçbir madde taşımıyor. Barutlusuyun içerisinde böbrek taşını eritici mineraller var. Yani insan sağlığına zararlı herhangi bir madde yok. Basit olarak bunun deneyini çaydanlıklarda test ettik. Kireç taşı bağlamış çaydanlıklarda barutlusudan birkaç sefer demlenen çay neticesinde çaydanlıklardaki kirecin söküldüğünü, pırıl pırıl olduğunu gördük. Bu suyu kullanan insanlar bize teşekkür etti. Komşu illerden buraya gelip bu sudan doldurup gittiklerini de biliyoruz.

Barutlusu evet, bir marka olur ve insanları buraya çeker. Barutlusuyu ticari olarak düşünenler ve bizimle görüşmek isteyenler var. Ben buna sıcak bakmıyorum. Bu işe karar vermemiz gereken nokta burası, su, şişelemeye yeterli dahi olsa ya bunu parasal anlamda düşünüp yapacaksınız, Kızılay Sodası gibi olacak veya da bu işi “Bu sadece Tefenni’de bulunur” dedirtip, herkesi Tefenni’ye ziyaret ettireceksiniz. Ben Tefenni’ye daha fazla insanın gelmesini ve Tefenni’nin nüfusunun artmasını istiyorum. Tefenni’nin uğrak yeri olmasını istiyorum ki Başkanlığa seçildiğim gün bu konuda Belediye Meclis üye arkadaşlarla mutabık oldum. Şişelemede ayda Tefenni’ye 50 tane tır gelip gidecek ve 20 kişi çalışacak ama diğer şıkta öyle değil. Burası Ankara- Fethiye yol güzergâhında. Özellikle İlkbahar ve Sonbahar arasında geçen araçları saysanız sıkıntılı bir yol olmasına rağmen burası en işlek yollardan bir tanesidir.

Bu güzergahta duble yol çalışmaları konusunda: Bir bakan bu yolda bir yakınını kaybetti ve arkasından çalışmalarda bir hızlanma oldu. Duble yolun bitirilmesi için ikinci bir olayın daha mı olması gerekiyor? İnsanlardaki kanı bu, illaki bir milletvekilinin veya bakanın yakınını kaybetmesiyle yol yapılıyor. Benim bildiğim tüm Burdur’da bu kadar işlek olup da bu kadar kötü olan başka bir yol yok. Belki de Akdeniz Bölgesinde yoktur. Bu çalışmalarda Karamanlı’ya kadar gelindi, Karamanlı’da bırakıldı. Bu sene Karayolları Bölge Müdürlüğüne gittiğimde 2014 yatırım programlarında olmadığı söylendi. 2015’de de Allah Kerim diyorlar. Sonuçta bu sadece Tefenni’nin problemi değil.  Gölhisar, Çavdır ve hepimizi etkileyen bir problem.

Belediyede siyasetin olmaması gerekir. Biz buraya çıktığımız ilk gün aynı şeyleri söyledik ve ilk yaptığımız şey rozetlerimizi sökmek oldu. Ben bugüne kadar hiçbir partili ya da partisiz hiçbirini ayırmadım. Birisinin içme suyu borcundan dolayı ona bir yaptırım yaparken partisine bakmadım. Kaçak su oranı ilçemizde maalesef çok yüksekti. Geldiğimiz günden beri bununla mücadele ediyorum. İlk kendi evimden başlattım. Didik didik aramalarını söyledim. “Soy ismim Alagöz, Alagöz soy isimli ne kadar insan varsa onların evine gideceksiniz ve arayacaksınız” dedim. Sonra MHP ilçe başkanından tutun da yönetim kurulu üyelerinin evlerinin aranmasını istedim.  Etik olan ve olması gereken de budur. İçimizdeki bazı arkadaşlar tenkitte bulundu ve şikâyet etti ama bence herkes “Doğrucu Davut” olmalı.  Çağ atlamaktan bahsediyoruz ya, çağ atlayacaksak herkes böyle olmalı, bundan dolayı büyüyemiyoruz belki ama en azından yandaşlarımız oluşamıyor, etrafımızda zengin yandaşlarımız oluşamıyor, bir sonraki seçimde bizi destekleyecek para kazandığımız insanlar olmuyor ama şuna inanıyorum. Ben akşamları evime gittiğimde başımı yastığa koyduğumda çok huzurlu uyuyorum.

Seçildiğim gün buraya geldiğimde burada aktif siyaset yapan en az 30 tane belediye personeli vardı, AK Parti yanlısı. Çok basit, o gün 30 kişinin işine son verirsiniz, 30 tane de kendi partinizden veya yandaş alırsınız, tamam işte arkadaşlarınızın hepsi memnun oldu. Ama mesele 30 kişinin 2 çocuk 1 eşi olsa bu 120 kişinin hesabını ben nasıl veririm diye düşünüyorsunuz. Allah korkusu varsa bunu yapamazsınız zaten.

Bunların dışında, bir de yatırım olarak bizim parke taşımızı kendimiz üretmemiz gerekir. 500- 600 bin metrekare bir yol ihtiyacımız var, içme suyu projesi de olacağı için mecburen kazılıp sökülecek. Şu anda bizim için en uygun yapabileceğimiz iş sökülüp takılabilen paket taşları imalatı. 600 bin metrekare taşı dışarıdan satın alsak 9 Milyon TL maliyeti var ve bu bizim yıllık bütçemizin üzerinde bir rakam. Bazı makinelerimiz var, taşı kendimiz üretirsek, sadece çimentoyu dışarıdan alarak üçte bir maliyete getirebileceğiz. Bunun için BAKA’ya ilgili projeyi sunduk.

AYRINTI: Efendim, dönmeyen bir çarkı döner hale nasıl getireceksiniz? Ayrıca Tefenni ekonomisini bize tanıtır mısınız?

ALAGÖZ: Tefenni gibi 5-6 bin nüfuslu ilçelerdeki en büyük sıkıntı ekonomi ki bizde de öyle. Hele bir de İller Bankasına borçluysanız ve İller bankası ödeneğinizin %40’ı kesilerek size geliyorsa geri kalan %60’lık kısım ancak personel maaşına yeter. Sizin yatırım için harcayacağınız parayı da vatandaştan toplamanız gereken vergiler, su parası tahsilatları, çöp vergileri gibi rakamlardır. Bugüne kadar bunlar tahsil edilememiş. İlçemizin 1,5 milyon TL gibi bir alacağı vardı. Kendi halinde dönebilen bir çark haline getirebilmemiz için en başından yapılanmaya belediye binamız içerisinde başladık. Birçok şeyi değiştirdik. Tahsilatta biraz daha dik durmaya çalışıyoruz. Belki bu, vatandaşlarımızın kısa vadede çok hoşuna gitmiyordur ama yapmak zorundayız. Geldiğimiz günden beri 20 bin metrekareye yakın bir taş döşeme işi yapıldı. Bunun yanında görsellik açısından, şehrin girişlerinin şehri temsil edeceğinden şehir girişi çalışmalarını yaptık. Çocuk parkımız hiç yoktu, 4 tane çocuk parkı yaptık. Bunun yanında hizmet araçlarımızı arttırdık. İşlerin yapılabilmesi bunlara bağlıydı. Şu anda istenilen noktada olmasa da çark dönmeye başladı. Çark döndükçe tahsil edilen para yatırıma dönmeye başladı. Vatandaşımızın ilk günlerindeki soğuk tepkisi şu anda olumlu tepkilere dönüşmeye başladı. “Para transfer oldu, acaba ne olacak?” konusu yok, para transfer olduğunun ertesi günü mutlaka bir şeyler yapılıyor. Yatırım olarak dönüyor ve vatandaşlarımız bunu gördükçe belediyemize bağışta bulunmak istiyorlar. Gayet güzel. Antalya’dan Ankara’dan gelenler vardı, 3 kişi Tefenni Belediyesine bağışta bulunmak için ilçemize geldiler.

AYRINTI: Göreve geldiğiniz ilk günden bugüne sizi en çok etkileyen anınızı paylaşır mısınız?

ALAGÖZ: Belediyemize bağışta bulunmak isteyenler güzeldi fakat beni esas etkileyen konu bunlar olmadı. Bizim Otel işletmemiz var, o işletmemizde personel sayımız şu anda da eksik, 4 erkek personel çalışıyor. Onlar mesai saatlerinin üstünde çalışıyorlar. Özveri gösteriyorlar. Bayrama üç gün kala otel personeli üç kişi ellerine eldivenleri giyerek, eski elbiseleriyle taş döşeme yaptığımız alana geldiler ve bize “Başkanım, taş döşemeye geldik” dediler. Bizim böyle bir talebimiz yoktu onlardan fakat otel işlerini tamamlayıp, bize yardıma geldiklerini söylediler. Beni en fazla duygulandıran ve en çok mutlu eden konu buydu çünkü personel de bu aşk ve bu çalışma şevki oluşmaya başladı. Bu çalışma şevki belediyenin her kademesine ulaşmalı. Tefenni için insanlar bir şeyler gördükçe daha fazla heveslenmeye başladılar. Bizim de yapmaya çalıştığımız şey de buydu, şu anda gidişat gayet iyi diyebilirim.

AYRINTI: Tefenni deyince tarihsel süreçlerden geçmiş en eski ilçelerden birini düşünüyoruz. Az önce söylediğimiz sosyal faaliyetler kapsamında bu tarihi varlıkların geri getirilebilmesi için ne yapmak gerekir, eski Tefenni kelimesinin anlamı için ne yapmak lazım? Siz bu tür bir çalışma başlattınız mı?

ALAGÖZ: Bu kapsam için öncelikle Burdur ve Antalya tarafından Tefenni ilçesine geldiğinizde daha ilk 100 metresinden sonra geri dönme ihtiyacı duymamalıyız. Tefenni’nin 2009 yılına kadar böyle bir sorunu vardı. Çünkü ilçemize küçük, şirin ve güzel diyorlardı, tarihsel süreçlerden geçtiğini söylüyorlardı ama insanlar bunu merak ettiği için ilçemize geliyorlardı, şimdi ise ilçemize gelmiyorlar. Burada Meslek Yüksek Okulu var. Bu yıl 450 öğrenci sayısına ulaşacak. 450 öğrenciden en az 80 tanesi evraklarını okula kayıt işlemleri için geldikten sonra, Tefenni’yi gezmek istediklerinden 10 dakika sonra, evraklarını geri alıp kaçıyorlardı. Bu konuyu okul müdürümüzle de konuşuyorduk. Tefenni’yi gören kaçıyordu. Yani böyle bir durum vardı; üst yapı sıkıntımız vardı. Üst yapıyı çok acil olarak çözmezsek, çok tarihi bir yer de olsa insanlar gelmeden kaçıyorlar. Tabi bu işin reklam boyutu da var. Tarihi kalıntılarımız da var. Birçoğu Kaymakamlık bahçesinde atıl vaziyette duruyor. Bir kısmını belediyeye teslim etmişler, belediye de korunması için akaryakıt istasyonunun arka bahçesine bırakmış. Bir de tarihi Askerlik Şubemiz var. Alabilirsek çok güzel bir bahçesi var. Orayı Açık Hava Müzesi ve Kapalı Kültür Evi yapabileceğimiz bir yer haline getireceğiz. Sanatsal ve sosyal bazı faaliyetleri orada yapacağız. Tabi bunun yanında Eski Çarşı Camisinden tutun diğer kültürel varlıklarımıza da geri döndürme çalışması yapacağız.

GÜLÜNECEK Mİ AĞLANACAK MI BİLMEDİĞİM BİR SORUNUMUZ VAR

AYRINTI: Bir ilçenin ve ilin kalkınması ve kendini tanıtması için önemlidir. Çevre Yolunun ticaret alanına dönüştürülmesi çalışmalarınız var mı; bu çalışmalarınız hangi aşamada?

ALAGÖZ: Şöyle bir şey söyleyeyim, gülünecek mi ağlanacak mı bilmem ama bir sorun var. Bırakın Yeni Çevre Yolunu, Eski Çevre Yolunun etrafı bile ticari alan olarak geçmemiş. Bu haftaki Meclis Toplantımızda onaylayıp, ticari alan özelliği kazandıracak. Önceden Tefenni’deki ticari alan sadece çarşı merkezinden Pazar alanının bittiği yere kadarmış. Yani insanların önü açılmamış. Biliyorsunuz ticari alan olmayan yerde işyeri de açamıyorsunuz. Eski Çevre Yolunun altı- üstü ticari alan olarak geçmemiş. Belediye vatandaşın önünü açmamış. Eski Çevre Yolunun ticari alan olması çalışmalarını henüz yeni bitiriyoruz, Yeni Çevre Yoluna başlayacağız. Maliyetlerden kaçılmış, sorun yine paraya geliyor. Eski Çevre Yolu şu anda sadece şehir içi yol oldu, Eski Çevre Yolunun altını ve üstünü ticari alan olarak İmar Müdürlüğünde tadilat yaptırdılar, maliyeti 6 bin TL imiş ve bu 6 bin TL’yi ödememek adına yıllarca beklemiş. Belediye başkanlığındaki ilk günlerimde 2 vatandaş geldi, bunun maliyetinde yardımcı olup, ticari alan olmasını istediler, ben de bir baktım ki hakikaten de maliyetli değil imiş. Ben afaki rakamlar bekliyorken 6 bin TL olduğunu söylediler, bunun için beklediğini söylediler. Ben de onların bir şey yapmasına gerek olmadığını ve bunu belediye olarak bizim yapacağımızı söyledim. 2016 yılına kadar tamamlamayı düşündüğümüz esas önemli konu da şu: Yeni Çevre Yolunda Otogarımızı, Akaryakıt İstasyonumuzu ve ticari alanının olduğu yerleri tamamlamayı düşünüyoruz. Otogar ve akaryakıt istasyonuyla ilgili çalışmalarımız başladı, orada bir kamulaştırma yapıyoruz. Yani belediye olarak siz bir şey yapmazsanız sizden önce kimse bir şey yapmıyor. Bizim bir önderlik yapmamız lazım. Denizli/ Serinhisar bu açıdan örnek aldığım bir yerdir. Oradaki Çevre Yolunun etrafına baktıkça hareketliliği görüyorsunuz.

Bir de Sayın MHP Genel Başkanının ilçemizi ziyarete gelmesinden önce düşündük. Tefenni’yi temsil edecek bir hediye bulamadık. Evet, Sayın Genel Başkana bir şeyler hediye ettik ama Tefenni’ye özgü bir şey bulamadık. Saatlerce düşündük. İşte içler acısı olan konu da bu. Bir özelliğimizle tanınmamız, bir ürününüzle bilinmeniz lazım. Bu tanındığınız şey Tefenni kromu ya da mermer değil. Kültürel olarak sergilememiz lazım, biz de şu an bir şey yok, bu, bizim eksikliğimizdir.

AYRINTI: Bu bölgede maden ve mermer var. Bu konuda da açıklamada bulunur musunuz?

ALAGÖZ: Maden konusu şöyle oldu, biz biraz zorlama yapıyoruz.  Tefenni’deki maden ocaklarında çalışanların ilçemizde ikamet etmelerini istedik çünkü Tefenni’deki ocaklarda Kayserililer ve Afyonkarahisarlılar çalışıyor. Herkes kendi hemşerisini getirip, çalışmaya başladı.  Burada bazen bana kendilerine maden ocaklarında iş bulmam için isteği olanlar var. Maden ocakları aslında ilçemizdeki işsizliği tamamen karşılar.  Bunun diğer bir garip tarafı Afyonkarahisar’dan ve Kayseri’den Tefenni’ye, çalışmaya gelenlerin ikametleri gene kendi memleketlerinde. İkametlerini Tefenni’ye aldırmıyorlar. Biz şimdi şart koştuk, burada çalışacak kişiler ikametlerini Tefenni’ye aldırsınlar diye. Resmi olarak şart koşma şansımız yok ama burada fabrika ya da mermer ocakları belediye ile ikili ilişkilerini iyi tutup, beraber çalışmak zorundadır. Bu, bizim içinde onlar için de gereklidir. Bu doğrultuda ikili ilişkiler içerisinde çalışacaksak birbirimizin isteklerini yerine getirmemiz lazım. Bu da yapılması gereken şeylerden biriydi. Biz hep, “Sıkıştırırsak kaçıverirlerse, gidiverirlerse!” diye korkmuşuz. İnsanlar buraya 20 milyon dolar yatırım yapmış. Nereye gidecek? Buradaki tesise 20 milyon dolar yatırım yaptıktan sonra gitme ihtimali yok; bir bakkal dükkânı olur da taşırsınız ama buradaki bu fabrikaları veya bu tesisleri nasıl taşıyacaksınız? İlçemizde 3 tane krom ocağı faal durumda ve her biri birbirinden güçlü şirketlerdir. Burada böyle devasa şirketler var ama Tefenni’ye 10 kuruş faydaları yok. Sanayi, gıda alışverişlerini dışardan yaparlar, işçiyi dışardan getirirler, Tefenni mücavir alan sınırları içerisindeki asfaltı kullanırlar, asfalt yol harap olur, Tefenni Belediyesi kıt- kanat imkânlarıyla o asfalt yolu yenilemek için uğraşır ama Tefenni Belediyesine 10 kuruşluk faydaları da olmaz, yardımları ve bağışları da olmaz. Bu noktadayız. Bunu çözebilmek için; Tefenni’den bir şeyler kazanıyorsanız, Tefenni’de bir şeyler üretiyorsanız ve Tefenni’den milyon dolarla kazanıyorsanız Tefenni’ye de bunun karşılığını vermeniz lazımdır. En azından çalışanların Tefenni’de ikamet etmeleri sağlanmalı.

EN AZ 20 YILLIK KROM REZERVİ MEVCUT

AYRINTI: Söz kromdan açılmışken, krom rezervi hakkında bilginiz var mı?

ALAGÖZ: Burada krom rezervi çok zengin, yatırımcılarla görüşmemde önümüzdeki 20 yıl için tüm rezervlerinin hazır olduğunu ve 50 yıl için rezerv çalışmalarının devam ettiğini söylüyorlardı.  Diğer şirketler de aynı şekilde rezervden dolayı herhangi bir sıkıntı yaşamıyorlar.  Rezervden en fazla şikâyet eden yatırımcı bile buraya 20 milyon dolarlık yatırım yaptı.

Krom para ettiği müddetçe, krom kullanıldığı müddetçe burada 20 yıllık bir yatırım var. Blok mermer satışlarında ise sanırım Çin devleti alımları durdurdu. Afyonkarahisar’da Çinliler kendileri mermer ocakları alıp çalıştırmaya başladılar.   

Ben Avusturya’yı gördüm. Orada da mermer ocakları, granit ocakları vardı. Oradaki durum çok farklı ve yaptırımlar çok fazlaydı. Oradan blok haline gönderme durumları mali açıdan zararlarınaydı ki bizim burada da olması gereken aslında budur. Bizim buradakiler çok rahatlar, şöyle rahatlar: Sıkıştırılması açısından demiyorum ama siz çevre ilçelere gittiğinizde, etrafa baktığınızda doğal bir güzellik görüyor musunuz, hayır, her şey bitti. Ama Avusturya’da mermer ocağı işleten kişi veya işletme işin arkasını düşünmek zorunda. Bıraktığında aynı yeşilli oraya toprak çekerek ve ağaçlandırarak bırakmak zorundadır. Bizim burada bu uygulama sadece evrak üzerinde var. O yüzden mermeri bedava çıkarıp, bedava satıyoruz gibi bir durum söz konusu. Şu andaki satılan fiyatlardan en az 4-5 misli daha fazla paraya satılması lazım çünkü bu mermer işletmeleri yarın imzalamış oldukları sözleşmenin gereğini yapmaya kalksalar hepsi batar, bu rakamlarla.  Şu anda Tefenni’de terk edilen birkaç mermer ocağı var, gidelim bakalım. Yok, rehabilitasyonu veya ağaçlandırılması yapılmamış. O doğasal güzellik bozuldu, öyle kaldı. Biz; istihdam olsun, ülke ekonomisi kazansın ve gelişsin, doğasal güzellik bunlara rağmen bozulmasın demiyoruz ama en azından imzalanan sözleşmelerin gereği yerine getirilsin. Bunun Türkiye’de takipçisi yok. Avrupa’dakiler mermer çıkarmanın ağaçlandırma yapmaktan maliyetsiz olduğunu söylüyorlardı.

Avusturya’da, İsviçre’de, Almanya’da her 10 metrekareye bir tane ağaç düşer dağlarda ve o dağların altı komple mermerdir. Özellikle Avusturya’da mermerin olmadığı bölge yok. Ama ocaklar her tarafta açılmıyor, mermer çok kıymetli bir ticari mal. Altın gibi değerli bir madendir.  Mermer açısından Avrupa’dakilerle kıyasladığınız zaman Türkiye’de mermer çıkarmak bedava. Çünkü Türkiye’de sonunu kimse düşünmüyor. Yarın sözleşmelerin sonunu arayacak birisi gelse bu mermercilerin hepsi batar. Türkiye’de 20 yıl sonra mermer ocaklarının bulunduğu dağların bitmesiyle birlikte o dağlardaki malzemeyi değerlendirecek olan, o alanlara ormanlar yapacak olan özel sektördür, devlet değildir. Devletin gücü var ama özel sektörün elinde. Bugün mermer ocağı ile ilgili yaptığınız sözleşmelerin tamamında bu rehabilite maddesi var ama bunu kaç kişi yerine getiriyor. Biz de hep olduğu gibi af geliyor. Bir atasözü var, sonunu düşünen kahraman olmaz diye. Ama bazen sonunu düşünmek gerekir.

TEBİM FAALİYETE GEÇTİ

AYRINTI: Sayın Alagöz, burada TEBİM adlı çalışmanız da dikkatimizi çekti. Bize TEBİM’i anlatır mısınız?

ALAGÖZ: Kısa adı TEBİM olan "Tefenni Belediyesi İletişim Merkezi" sistemimiz hizmet vermeye başladı. Belediyemize herhangi bir öneri, şikayet veya ihbarda bulunmak isteyen vatandaşlarımız 491 33 99 numaralı iletişim hattını ya da “tebim@tefenni.bel.tr”  adresinden özel iletişim servisimizle bağlantı kurabilirler. Gelen tüm öneri ve şikâyetleri, bizzat ben değerlendirileceğim. Ayrıca bizimle iletişime geçen vatandaşlarımızın kimlikleri de saklı tutulacak. Artık vatandaşlarımız teknolojinin imkânlarını da kullanarak, işyerlerinden, evlerinden ya da bulundukları her yerden bize görüş ve önerilerini rahatlıkla dile getirebilecek. Bu görüş ve önerileri dikkate alarak, çalışma alanlarımızı veya planlarımızı belirleyeceğiz.

BAĞIŞ DEĞİL ZİYARET BEKLİYORUZ

AYRINTI: Son olarak bir mesajınız olacak mı?

ALAGÖZ: Bizim Türkiye’deki Tefennililer kendini Tefennili hissedenler, Tefenni’nin gelişmesini ve değişmesini isteyen herkesten tek dileğimiz Tefenni’ye para getirip para yardımı yapmasınlar. Bizim onlardan tek isteğimiz Tefenni’yi ziyaret etsinler. Bize fikirlerini söylesinler. Tefenni için yapılabilecek en büyük katkı bu olur. Bugüne kadar geçmiş belediye başkanlarının birçoğu Antalya’ya gittiğimizde korkuyorlar, “Para istemeye mi geldiniz” diyorlar, bizim yardıma ve paraya ihtiyacımız yok, biz bunu kendi içimizde çözeriz. Sadece Tefenni’nin ufkunu açmak- genişletmek için burayı ziyaret etsinler, fikirlerini söylesinler ama Tefenni’yi de unutmasınlar. Onlardan istediğimiz tek şey bu, gerisini kendi içimizde çözeriz.  

 

ANAHTAR KELİMELER: Ümit Alagöz, barutlusu, Tefenni, çınar, krom. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bakayrinti.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.